Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berkan Aydın

Berkan Aydın
@berkanaydin94
Bilgisayar Mühendisi
Bursa
4 Aralık
30 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
The Shawshank Redemption - Gizemliliğin Büyüsü
youtu.be/bDxvA0A2eeo "Şu güne kadar hala o iki italyan hanımın ne hakkında şarkı söylediğine dair hiçbir fikrim yok. gerçek şu ki bilmek de istemiyorum. bazı şeyler saklı kaldığında güzeldir. kelimelerle ifade edilemeyecek bir şeyler hakkında şarkı söylediklerini düşünmek istiyorum. bu yüzden kalbinizi acıtabilir. size söyleyeyim, o sesler sanki süzülüyordu. gri bir yerde herkesin hayal edebileceğinden daha yükseğe ve daha uzağa. sanki güzel bir kuşun gri küçük kafesimize doğru uçması ve duvarları yok etmesi gibiydi. ve kısacık bir an için, shawshank'te kalan herkes özgür hissetmişti."
Reklam
Eternity and a Day
youtu.be/CzpVbIyq3H4 Son zamanlarda dünyayla tek bağlantım, şu bilinmeyen pencere, bana hep aynı müzikle karşılık veren. Kim bu? Nasıl biri? Bir sabah onu bulmaya çıkmıştım. Ama sonra bir daha düşündüm. Belki de bilmemek ve hayal etmek daha iyidir. Etrafımı saran sessizlik. Sessizlik! Her şey bizi kış gelmeden önce teknelerin gölgeleri üzerine vuran uykudaki güneşin aniden açmasını sağlayarak aşıkları dışarı uğratan riyakar baharın verdiği sözlere inanmaya itiyor. Kış gelmeden önceki her şeye inanmaya itiyor.
Huzur-Mutluluk İlişkisi
Bir insan, mutlu olmadan huzurlu olabilir mi veya huzurlu olmadan mutlu olabilir mi ? Hangisi yaşam için en temel ihtiyaçtır ?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Artık büyük adamı yalnızlığa ittikten sonra, ona ne yaptığımı unuttun. Hemen yeni bir saçmalık konuştun, yeni bir alçaklık yaptın, onu tekrar derinden yaraladın. Sen unutursun. Ama büyük insanın özelliğindendir unutmamak, kin gütmemek, ama senin niçin böyle bayağı davrandığını anlamaya çalışmak. Bu da senin için yabancı, biliyorum. Ama inan bana: İstersen, yüz kez, bin kez, milyon kez acı ver, onulmaz yaralar aç, yaptığın adi kötülüğün ardından o an ne yaptığını bilmesen de, büyük insan, yaptığın kötülüklerin vicdan azabını senin yerine çeker, bunlar büyük şeyler olduğu için değil, tersine küçüklükler olduğu için. Kavramak istiyor, hangi içgüdüler seni dürtüyor, seni hayal kırıklığına uğratınca, eşini karalamaya, kötü niyetli komşunun hoşuna gitmiyor diye, çocuğuna eziyet etmeye, arkadaşını aldatmaya, iyi yürekliyle alay edip onu sömürmeye, kamçı karşısında iki büklüm olmaya, verilen yerde almaya, talep edilen yerde vermeye, ama sevgiyle verilen yerde hiç vermemeye; düşene ya da düşmek üzere olana bir tekme de sen vurmaya; doğrunun söyleneceği yerde yalan söylemeye ve yalanı değil de doğruyu kovuşturmaya. Sen kendini hep kovuşturanların safında buluyorsun, küçük adam.
Gerçekten büyük özgürlük düşünürlerinin, 100 yılda düşündükleri ve çektikleri acı, beş yıl bile olmadan mahvedildi. Senin çevrendeki küçük adamlar öyleyse süreci kısaltıyorlar: Bu süreci daha açıktan, daha zalim işletiyorlar. Evet, sana açıktan, senin ve yaşamının, çocuklarının ve ailenin kıymeti harbiyesi yok diyorlar; senin ahmak ve bağımlı olduğunu, seninle istediklerini yapabileceklerini, söylüyorlar. Sana kişisel özgürlüğü değil, milli özgürlüğü vaat ediyorlar. Sana insanın öz saygınlığını değil, devletin saygınlığını vaat ediyorlar; kişilik büyüklüğünü değil, milli büyüklüğü. “Kişisel özgürlük" ve "büyüklük" senin için yabancı, karanlık sözler olduğu için, oysa "milli büyüklük" ve "devletin çıkarları", kemik köpeğin ağzını nasıl sulandırıyorsa, senin iştahını arttırdığı için, onları alkışlıyorsun.
Reklam
Gerçek büyük adamdan bir tek farkın var: Büyük adam da, bir zamanlar ufacık bir adamdı, yalnızca bir tek önemli özellik geliştirdi: Nerede küçük ve dar düşünüp hareket ettiğini, kavramayı bildi. İçinden gelen bir görevin baskısı altında, küçüklüğünün ve darkafalılığının, mutluluğunu tehdit ettiğini, hep daha iyi sezmeyi öğrendi. Demek büyük adam, nasıl ve ne zaman küçük bir adam olduğunu biliyor. Küçük adam, küçük olduğunu bilmiyor ve bunu bilmekten korkuyor. Küçüklüğünü ve darlığını, hayali güçle ve büyüklükle örtüyor, yabancı güçle ve büyüklükle. O büyük generalleriyle gurur duyuyor, ama kendisiyle değil. Kendisinin olmayan düşüncelere hayran, ama kendininkine değil. Bir şeyi ne denli az kavrıyorsa, o denli sıkı inanıyor ona. Ve kolaylıkla kavrayabildiği düşüncelerin doğruluğuna inanmıyor.
Egemenlerin, “küçük adam için iktidar" talep etmesine aldırmıyorsun. Oysa kendin dilsizsin. Seni temsil etsinler diye, egemenleri daha fazla iktidarla ya da acizleri kötü niyetle donatıyorsun. Her defasında aldatıldığının, çok geç farkına varıyorsun.
Her doktor, her ayakkabıcı, mekanisyen ya da eğitimci, işini görüp, ekmeğini kazanmak istiyorsa, kendi eksiklerini bilmek zorundadır. Sen onyıllardan bu yana, dünyanın yönetimine geçmeye hazırlanıyorsun. Şu andan itibaren insanlığın geleceği senin düşünmene, senin eylemine bağlı. Ama öğretmenlerin ve efendilerin, senin gerçekte nasıl düşündüğünü, nasıl olduğunu sana söylemiyorlar; kimse, kendi yazgının yönlendiricisi olarak seni donatacak ve sağlam durmanı sağlayacak bir tek eleştiriyi bile sana yöneltmeye cüret etmiyor. Sen, yalnızca bir anlamda "özgür"sün: Yaşamını kendinin yönlendirmesi için gerekli eğitimden azade, özeleştiriden azade!
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Ben Değeri Tiryakiliği
Ben Değeri TiryakiliğiA. Kadir Özer
8.4/10 · 452 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Ben
Öncelikle eserde terimsel hiçbir kelime yoktur, bundan ötürü de kitap psikoloji kitabından daha çok kişisel gelişim kitabı olarak görülebilir. Günümüzde karşılaştığımız her durum karşısında sergilediğimiz duygular, sonrasında gerçekleşen olay örgüsü vardır. Durum karşısında tepki olarak verdiğimiz duyguların ardında, bu durumlara yüklediğimiz
Ben Değeri Tiryakiliği
Ben Değeri TiryakiliğiA. Kadir Özer · Aura Kitapları · 2018452 okunma
126 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.