Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül Çeliker

Betül Çeliker
@betceliker
Nostalji ve ilke edinmiş fânilik :) Alıntı harici iletiler bana aittir.
Lise
Bingöl
Bingöl, 2007
10 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
ÖLÜMDEN SONRA Öldük, ölümden bir şeyler umarak... Cahit Sıtkı Tarancı
Reklam
Nerede denk gelip okuduğumu hatırlamıyorum fakat alıntılamak istiyorum. "İyi zamanlarda cebime sıkıştırdığım birkaç nefesle yaşıyor gibiyim. Ne garip değil mi?"
Uzunca ifadeler ediyor, kelimelerimi haykırıyordum. Davranışlarımı hazmedemeden bir su misali akıp gitmeyi yeğliyorum artık. Yaşama tutunmamı bağladığım abes eylemleri savuruyorum. Aslen insanlardan bu denli nefret ediyordum ve nefret ettiklerime daha çok tutunuyordum. Sevgiyle yaklaştıklarım yalnızca bir takıntının temeliydi. Göz yaşımı akıtan her mâhlukata bir intikam ve ihtirasla yaklaşma isteğim beni bu akıntıda ivedilikle götürüyordu. Mecburi merhamet duygusuna daha fazla sarılmak istemeyip serzenişte bulunduğum, yüreğimi darlayan yahut beni göklere uçuran tüm insanlığa koca bir nefret bırakıyorum...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir şair edasıyla; olağanüstü gözlere sahipti. Tam satırlarca şiir yazılacakken her akla geldiğinde kelimelerin uçup gittiği unutkanlık baş gösteriyordu. Kimisi, gereksiz anlam yüklemenin beraberinde gelen durum olduğunu söylese de hisler, düşündükleri kadar basite kaçan türden değildi. Tekrarlanan düşlerin yığınında kaybolurken kelimeler, düğümlenip savaşıyorlardı. İçlerinden kimisini seçip cümlelerimi toparlamaya çalışıyordum. Güçlükle.
İlhâmın hiçbir getirisi, zifiride hüzünle eşlik eden sözlerden daha ağır anlamlar içermez.. :')
Reklam
Yaşamımda böyleydim, geri kalan günlerimde de böyle olacaktım. Buna ikna olduğum günlere eriştiğimi hissediyorum. Fıtratımı adım adım kabulleniyorum. Ruhum kir pas içinde çürürken bir bunalıma hasret duyuyor, bunu kişiliğine katmak için provalarını yapıyor ve ben de öylece durmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum. Bu umumiyetin maskesini atamıyor, insanlığa sahte bir görünümde karışıyor ve toplumdan geri çekilmek için tüm çabamı tüketiyorum. Yaz ayları beni bekliyor, her sene olduğu gibi zifiri kabuğuna kapatıyordu.. Buraya ait olduğumu vurgular, beni bu duygu durumuna iyice hapseder çürütürdü her sene. Zihnimin tenha görüntüsünde gürültülerle boğuluyor yine de yalnızlığa toz konduramıyorum. Farklı bir mizaca ait olduğumu düşünür, ruhsal cenazelerimi ağırlar ve bunu kabiliyetin basamakları olarak düşünürüm. İçimdeki son cenazemi ağırlamak için didinip gün sayıyorum. Sayılı gün çabuk geçer de sayılı bir yaşam tez biter mi? Yalnızca bekleyip kıvranıyorum şu hayatta.
Çünkü aile, hayatın akışına sualsizce kapılıp gitmektir. Manevi değerlerin kaybedilişini görmekse kendini kaybetmeye bedeldir.
Acıdan kavrulduğun anları yazıya döktün, ün kazandın ve sana ödül layık gördüler. Aslında trajikomik...
Yarınlar güzel olacak dedi... O hâlde neden bugün güzel değil? Bugün, aynı zamanda yarın sayılmaz mıydı? Niçin bugünü güzel kılmak için çaba sarf etmekten aciziz?
Yelken açtığımız yenilikler bize asıl mutluluğu getirecektir. Maziye takılıp kalmanın, insanlar hakkında yoğunca düşünmenin sahte mutluluk ve şiddetli melankoli getirdiği bariz. Değişim, sevinç getirir. Yeni hayatlar, insanlar, anılar ve duygular biriktirmekten çekinmeyin.. :)
Reklam
Edebi karakter içinize işlenince; basit insanlardan, anlam yüklenmeyen hayatlardan, tekdüze yaşayışlardan kaçınıp onları sevmemeye başlıyorsunuz.
Okuryazar olmanın en önemli kaidesi düşüncelerin fazlalığında boğulup yazıya sığınmak değil midir?
En çok yıpratan olur en nadide parçamız, en çok derbeder eden, arta kalan yaşama sevincimizi beraberinde götüren ve hiç gelmeyecek olan... Bir çocuğun tüm umuduyla hayal kurup erişmek için dakikaları saydığı, vakti önemsizleştirdiği, heba ettiği anlarıyla özdeşleşir bu. Çocuksu ruhumuz kabuğundan çıkar. Yaşamın sevinçle dolması gereken çığlıkları; sessiz, elem verici bir ok gibi saplanır sol tarafınıza. Ve biz hep çığlıkla baş edebilme durumumuza bağlı kalınarak muamele görürüz bu hayatta. Ardımızda bırakıp sakladığımız zorlukların, bizi kaç adım geriye götürdüğünden bihaber kalır bu varlıklar...
Sanırım artık incitmiyor, delirtmiyor beni bu yalnızlık. :)