Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

bikbik

lily, bağımlılığımın nüksedeceğinden endişelenmemeliydi. tüm dünya omuzlarına yıkılmıştı ve ben ona bir yük daha yükleyemezdim. derin bir nefes verdim. onun acısı benim bir parçammış gibi hissediyordum. birbirimize karışmıştık, yıllar boyunca süren yalanlar, çocukluk anıları ve hikâyeleri birbirine dolanmıştı. onu kardeşlerinden daha iyi tanıyordum. bunun onu içten içe nasıl öldürdüğünü biliyordum. bir düşünce zihnimde patladı. buradaydım. bir barda olabilirdim. kendimden geçebilirdim. rehabilitasyonda olabilirdim. ondan uzak kalabilirdim. tüm bunlar yaşanırken onun yanında olma şansım vardı. git hadi seni aptal piç. işte bu kadardı. kapıdan çıkmıştım.
Reklam
bunu düşünmek bile bana paylaştığımız bütün anıları hatırlatıyordu. çocukluktan, ergenliğe ve yetişkinliğe. birlikte yaşamıştık, birlikte sevmiştik, birlikte batırmıştık. birçok insanın bunu başkaları için söyleyebileceğini sanmıyordum.
bir iş anlaşması yapmışız gibi elini bana uzattı. tokalaşmak için uzandığımda elini aşağıya indirerek dudaklarıma sürpriz bir öpücük kondurdu. beni hazırlıksız yakalasa da midemdeki kelebeklerin mutlulukla kanat çırpmasını sağlamıştı. başımı tutup dudaklarımı dudaklarıyla ayırdığında bu öpücük diğerlerinden daha uzun sürmüştü. dilini hissettiğimde karnım daha fazla kanat çırpışla dolup taştı. bir an sonra geri çekildiğinde kollarına kıvrıldım. artık kesin olan bir şey vardı. sürpriz öpücükler mükemmeldi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
gözümün önüne yalnızca ağlayan ve bir türlü avutulamayan bir lily geliyordu. onu böylesine yoğun bir ıstırap çekerken izlemek beni öldürürdü ama eğer öyle bir şey olursa içkiye sığınamazdım. bir kez olsun onun yanında olmalıydım. o benim kahrolası en iyi arkadaşımdı. ona kendini daha kötü değil, daha iyi hissettirecek türde bir erkeği hak ediyordu. eğer bunu yapamıyorsam, o zaman gerçekten birlikte olmamalıydık.
“maya harabelerine gidebiliriz,” dedim heyecanlı bir şekilde. “ah… ve ayrıca kaplumbağalara! kaplumbağaları görmek istiyorum!” “kulağa bir randevu gibi geliyor.” bir randevu. sevgilimle yurtdışında bir randevu. ayık sevgilimle yurtdışında bir randevu. kulağa harika geliyordu.
Reklam
aşkımızın doğru olmasını istiyordum. neden doğru olmuyordu? “hayır,” dedi bir anda. yüzümü iri ellerinin arasına aldı. “tüm dünya bir araya gelip yapmamız gereken şeyin ayrı yaşamamız olduğunu söylerse, son bir hata daha yaparım.” evet.
“sensiz nasıl yaşayacağımı bilmiyorum.” gözyaşlarım hızlıca akmaya başladığında başımı iki yana salladım. “nasıl olduğunu bilmek istemiyorum. bunu öğrenmek istemiyorum.” o benim nefesimdi. ruhumdu. yaşam enerjimdi. tüm sonsuzluğu onunla geçirmiştim. ondan uzak olmak bu dünyadaki en yabancı histi. üç ay, buna bile zar zor katlanabilmiştim. sonsuza kadar onsuz olmak mı? beni öldürün gitsin.
gülümsedim. tanrım, olan bunca şeyin ardından gülümsediğime inanamıyordum. oldukça kötü bir günün ardından bile dudaklarımın kıvrılmasını sağlayabilen bu kızı hiç bırakmak istemiyordum.
arka tarafıma uzanarak küçük bir yastık aldım ve sikimle onun kıçının arasına yerleştirdim. “oldu mu?” “kime sorduğuna bağlı. azgın lily’ye mi, yoksa iyi lily’ye mi?” ikisini de seviyordum. dudaklarımı kulağına bastırdım. “seni seviyorum.”
bu gece en zor gecemiz, diye hatırlattım kendime. aklı karışıyordu. benimle olmak istiyordu ve varlığım onu tahrik ediyordu. yalnız ve ayrı olmamızın bir çözüm olduğuna inanmasını ise hiç istemiyordum. değildi. benim ona ihtiyacım olduğu kadar onun da bana ihtiyacı vardı. sadece, ilişkimizin temelini oturtmalıydık. bu da biraz vakit alacaktı.
Reklam
%57 (330/576)
Sana Hâlâ Bağımlı
Sana Hâlâ BağımlıBecca Ritchie
8/10 · 251 okunma
“bu kahrolası evrendeki hiç kimse senin adını, yanında benimkini de söylemeden ağzına alamayacak.” sonra beni öptü. aceleyle, nefesimi kesecek kadar tutkulu bir şekilde.
nasıl ben onun acısını hissediyorsam o da benimkini hissediyordu. sorun buydu. birbirimiz için, reddedemeyeceğimiz kadar çok acı çekmiştik. günün ıstırabını dindirmeye engel olan o mengeneleri sökmek zordu. “buradayım,” dedi. sessiz bir gözyaşı yanağına damlamıştı. “bunu birlikte yeneceğiz.”
lo geri çekilmeye çalıştığında ona daha sıkı sarıldım, çaresizdim ve korkuyordum. o ölçemeyeceğim ya da ifade edemeyeceğim kadar kıymetliydi, hayata tutunmamı sağlayan şeydi. ona bir kızın, bir erkeğe bağlı olması gerekenden daha çok bağlıydım. o benim hayatımın temeliydi. onsuz ayakta kalamazdım.
416 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
; 7/10 kitabı okumamın üstünden uzun bir zaman geçtiği ve tam da kitap okumayı bırakmadan önce okuduğum son kitap olduğu için kitap hakkında pek de bir yorumum yok. ama kötü bir kitap değil, sadece benim kötü bir dönemime denk gelen ortalama bir kitap. serinin elimde kalan kitaplarına da devam etmeyi düşünüyorum, henüz bu türe küsmedik yani...
En Karanlık Fısıltı
En Karanlık FısıltıGena Showalter · Pegasus Yayınları · 2014260 okunma
1.152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.