"Efendim, bu iktidar çok kötü bir iktidar. Bu adamlar çok rezil adamlar. Çok yanlış işler yapıyorlar ve bile bile yapıyorlar...! Memleketi hiç düşünmüyor, hep kendi çıkarlarını düşünüyorlar."
Ahmet'in sapanla kuş vurme takıntısı varmış. Bu nedenle başka bir şey düşünmüyor, yemiyor, içmiyor, eline geçirdiği sapanla kuşların peşinden koşuyormuş. Bu durumdan rahatsız olan ailesi, tedavi olması için Ahmet'i bir akıl hastanesine yatırmışlar. Uzun süren tedavinin ardından düzelip düzelmediğini anlamak üzere hastane hekimleri toplanmış, genci karşılarına alıp soru sormaya başlamışlar.
“Anlat bakalım, buradan iyileşmiş olarak çıkınca ne yapacaksın?”
“Kendime uygun güzel bir kız arayacağım."
“Çok iyi... Peki, daha sonra ne yapacaksın?"
"Onu bulup, anlaşırsam evleneceğim.”
“Güzel... güzel, çok doğru bir karar. Peki, evlenince ne yapacaksın?”
“Düğün gecesi gelini alıp, yatak odasına çıkacağım.”
Hekimler gencin verdiği yanıtlardan durumunun düzelmiş olduğu kanısına varıp, soru sormaya devam etmişler. “Peki daha sonra..."
“Onu sevip okşayacağım. Sonra yavaş yavaş gelinliğini çıkaracağım. Sıra külotuna gelince...”
.
Hekimler gencin artık tamamen iyileştiğini düşünüp son soruyu sormuşlar.
“Evet sıra külota gelince ne yapacaksın?” Gencin gözleri parlamış; biraz coşkulu, biraz utangaç bir tavırla heyecan içinde bağırmış. “Külottaki lastiği çıkarıp, sapan yapıp kuş vuracağım."