"Bak orada bir başına, yaralı bir güvercin var. Bacağı kırılmış, kırıldığı yerden kırmızı bir kurdeleyle bağlanmış, özgür bırakılmış. Ancak uçmaya cesareti yok. Ya ölmeyi göze alıp kanat çırpacak ya da sonsuza dek uçmanın hasreti ile yanacak."
Tuğçe elini beline koydu. Hayretle, sinirle, öfkeyle baktı ona. "Sen... Sen...kim olduğunu sanıyorsun?"
"Çok şımarık bir kıza bakıcılık yapan ve aslında bundan sanıldığı kadar da memnun olmayan bir adamım," diye isteksizce homurdandı Kara.
Jordan, sanki ateşe dokunmuş gibi ellerini birden çekti. "Ama sen kızsın."
Alexandra, adamın sesindeki suçlayıcı ton karşısında "Kusura bakma. Elden bir şey gelmiyor," diyerek kendini savundu.