Bir ev, odaları yarı boş
Odada bir yatak,
Sahibi bir daha yatamayacak
Yatakta bir nevresim,
Onun kokusu bu eminim
Bir mezarlık, bin acı
Mezarlıkta bir ak yatak,
Sahibi bir daha kalkamayacak
Yatakta toprak az,
Bu onun kokusu olamaz
İçim içimi yerdi her gece, yatağımın köşesinde
Çok umutsuz gözüken bedenimin içinde,
Kaç savaş veriliyordu umudumu kaybetmemek adına?
İnanabilir misin ruhumun hayata olan bağlılığına?
İnsan, asıl insan; gece yastığa başını koyduğunda
Aklından çıkaramadığı düşünceleridir insan
Kırıldığı şeyleri teker teker sorguladığı andır
İnsan, ne gördüğün ne de bildiğin kadardır
Sonra düşünürüm öyle gece yarısı
Biliyorsun seni düşünebilirim ancak
Anlatmaya ne benim gücüm yeter
Ne de bu insanlar beni oturup dinler
Sonra susarım öyle sabahın dördü beşi
Biliyorsun susarak düşünebilirim seni
Şarkılar konuşur durur senin yokluğunu
Onlar ile gider ararım senin yolunu
Sonra giderim öyle bilmez saatini kimse
Biliyorsun insan her yerden ve herkesten gitmeli
Gelebilmek için her şeyine ve herkesine
Sen sadece beklemelisin beni, hep beklemeli..
Geleceğim
Zor gelecek
Tekrar tutunmak hayata
Onun yaraladığı yerden
Başlayacaksın hayata
Geçecek diyecekler
Ruhum inanma der
Acın taze kalacak ama
Gözyaşın azalacak zamanla
Acınla bütünleşecek
Onu parçan göreceksin
Acı da olsa
Anıları var sonuçta
Yüzünü unutacaksın
Ama yüzündeki beni ezbere bileceksin
Tenini unutacaksın
Ama kokusunu her yerde duyacaksın
O soğuk perşembe akşamı
Hava kırk derece
Ben titriyorum
Gelmeni beklercesine
O soğuk perşembe akşamı
Kuşlar nerede
Ben titriyorum
İnanmıyorum gittiğine
O soğuk perşembe akşamı
Tutuyorlar kollarımı
Ben titriyorum
Yokluğunda üşüyorum
O soğuk perşembe akşamı
Yok senden başkası
Ben titriyorum
Ben sana dönemiyorum
Ve her şey bittiğinde
Kalbim herkesi reddettiğinde
Senin melodin çalacak,
Bu acı sonsuzlaşacak.
Ve herkes gittiğinde
Kalbim sana sığınacak
Senin melodin çalacak,
Birileri duyacak.
Ve sen gittiğinde
Kalbim ne yapacak
Senin melodin çalacak,
Benden başkası duymayacak.
Bu toprak sanki senin gözlerin
Ve bu dalgalar
Senin saçların
Kuşların cıvıltısı durur mu
Sesin kadar duru.
Bu toprak sanki senin kokun
Sanki değil
Artık senin kokun
Her yerde senin izin
Ya sen, neredesin?
Gitmediğine inandır beni.
Gece vurduğunda bağrıma,
Kalbimin derinlerini yokla
En güzel yerdesin hâlâ.
Gönlüm umutlar şehri âdeta.
Lâkin umutlarım sarsılıyor
İçimdeki küçük kız pes ediyorsa,
Bu şehri terk ettiğinden mutlaka.
Gitmediğine inandır beni.
Gitmek bu kadar kolaysa,
Ben ne diye yaşıyorum hâlâ
İçimdeki bu azapla.
Gönlümdeki acı, bir çukursa
Bu zavallı o çukurdan ellerini uzatıyor
Usulca yardım istiyorsa,
Senin ellerini beklediğinden mutlaka.