Bu dünyada acı çekmiş zorluk görmüş insanların hayata bakışları hep daha içeriklidir. Bakışları farklı duruşları güçlüdür.. çünkü nefislerin terbiyesi ve dahi teskiyesi ancak ve ancak imtihanlarla mümkün oluyor. Nefsi imtihanların değirmeninde öğütülmüş insan ince yürek sahibi olduğu gibi dünya ile de kavgası kalmıyor. Böylece hayrın Allah'tan
Rasulullah ص develer ile birlikte döndüğünde dedesi ona şöyle dedi.. "Ey oğul tıpkı kadınlar gibi senin özlemini çekiyorum. Öyle bir özlem ki hiç benden ayrılmıyor.. "
İnsanın içi kabarır kabarır ama tek kelime bile söyleyemez bazen hani.. Ya da mesela yazı yazmayı seven biri böyle anlarda kalemi alır eline o kalem ağzına gider parmaklarının arasında döner de kağıda tek harf bile yazamaz ya, en sevdiği limonlu kekin kokusu bile mutlu edemez bazen ya.. Öyle bir gün öyle bir hafta öyle bir ay geçer gider ya hani.
Ben yirmi üç yaşında böyle anları kontrol etmeyi şu şekilde öğrendim. Ya da bildiğim bir şeyi devamlı bana nasihat edildiği halde yüreğime yeni sindirdim diyelim.. O an Rabbine dönebiliyorsan gerçekten bu savaşın galibi oluyorsun. Rahman' dan gayrı kimselerin görmediği, kimselerin ilişemediği ve anlayamadığı sep sessiz o savaşının galibi.. Kimseler anlamayamıyor yoksa , İnsan insana deva olmuyor.. Bekleyip yorulma. İçinin sancısı imanının büyüklüğüne göre diniyor. Allah'a yakınlık gerçekten mutlu bir hayat yaşatırken O'ndan uzaklık sana musibet olarak yetiyor.. İçini Allah'a şikayet eden kazandı diyorum o yüzden.. Acılarını mutlak güç ve kuvvet sahibine emanet eden, göğsünde yanlışlıklarını, hatalarını ve yıkılmışlıklarını onurla bir nişane gibi taşıyıp, kimselere şikayetlenmeden yaşayan kazandı..
Meryem//