Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

3. Tekil Şahıs

3. Tekil Şahıs
@bizsizonlarbenseno
106 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
İsa ve Musevilik
Isa’nın akımı Yahudiler arasında ne kadar başarısız olmuş olursa olsun, kendini Museviliğin bir parçası hatta Tanrı’ya en yakın, en doğru parçası olarak görüyordu. Ancak Pavlus’a bakılırsa Yahudi kuralları, ritüelleri ve inanışları artık göz ardı edilebilirdi. İsa’nın müritlerini Kudüs’e götürdüğü zaman bile fark edilebilir olan İsacılık ile Musevilik arasındaki uçurum şimdi son derece büyümüştü. İsa eğer yaşasaydı bu değişiklikleri uygun bulur muydu? Hatta Yahudi olmayanları hareketinde ister miydi? Bu, pek olası görünmüyor. İsa, Musevilik kurallarını son derece iyi bilen ve dikkatle gözeten gelenekçi bir Yahudi’ydi. Yahudi olmayanlara/Gentilelere karşı öyle çok büyük bir sevgi de beslemiyordu. Markos’a göre, Grek bir kadın kızındaki cini kovması için İsa’ya yaklaştığında İsa şu unutulmaz sözleri söylemişti: “İsa ona, ‘Bırak, önce [İsrailoğlullarının] çocuklar[ı] doysunlar’ dedi. ‘Çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru değildir.’” (Markos 7:27). (Kadın buna karşılık “Haklısın, Rab. Ama köpekler de sofranın altında çocukların ekmek kırıntılarını yer” deyince, İsa merhamet edip sonunda kızındaki cini kovar.) Markos İncili, İsa’nın ölümünden neredeyse iki nesil sonra, hareketine artık çoktan Yahudi olmayanlar egemen olmaya başladığında yazılmıştı. İnsan, İsa’nın söylediklerinden başka nelerin sessizce ve diplomatik biçimde unutulmuş olabileceğini merak ediyor.
Reklam
Hıristiyanlık'ta Şehitlik
edilemeyeceği anlamına geliyordu. İsa’nın akımındaki bir başka büyük değişim doğrudan İsa’nın infazından doğmuştu. İsa’nın müritleri kültlerinin kurucusunun örneğini izlemek istediklerinden Hıristiyanlık bir ölüm kültü haline geldi. Böylece Hıristiyan şehidi çağına girdik. Bu, yeni bir sapmaydı. Yahudilerin, Daniel Kitabı’nın yazıldığı dönemde
239 syf.
·
Puan vermedi
Raşōmon ve Diğer Öyküler
Raşōmon ve Diğer ÖykülerRyunosuke Akutagava
8.5/10 · 313 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Namaz, ona şimdiye kadar boş bir takım harekât gibi gelmişti. Bu ince canlı vücut şimdi yatıp kalkarken, bilhassa başı secdede iken, Haso'nun anlayamadığı korktuğu esrarengiz bir varlıkla temas ediyor, anlaşıyor gibi geliyordu. Kalın sesin bir kuş kanadı yavaslığıyla odanın, sakin havasını titreten, bir "Allahü Ekber" deyişi vardı ki Haso'nun zihnini acayip bir surette karışıyordu.
Reklam
Digger Hareketi
Bunun aksine, Digger hareketinin kıyametinde aristokrasi falan yoktu. Diggerlar mülkiyetin müşterek paylaşılacağı yeni bir dünyayı dört gözle bekliyorlardı. Liderleri Gerard Winstanley, insanoğlunun yanlış yola yönlendirildiğini, çünkü Günah’tan11 (Fall) sonra Adem’in insanları yönetmeye başladığını ve onları mülk arzu etmeye ittiğini iddia etmiştir. İsa geri döndüğünde Adem’i insanlann kalplerinden silecek ve Winstanley’in yazdığına göre “kimsenin bu benimdir demeyip herkesin birbirini aşkla koruyacağı” yeni bir akıl çağı başlayacaktı. Winstanley işlerin ilerlemesine yardımcı olmak için toprağın büyük bir yeniden bölüşümünü başlattı. Süreci başlatmak için 1649’da Surrey’deki St. George’s Hill’de bir nevi ilkel kibbutz kurdu ve bu girişim hem toprağın fakirliği hem de komşularının düşmanlığı yüzünden terk edilmeden önce birkaç ay sürdü.
İlk Yahudi Katliamları
Böylece Avrupa’nın en büyük ve en kalıcı dehşetlerinden biri başladı. Gördüğümüz gibi vahiy metinleri İsa’nın ancak tüm Museviler Hıristiyanlığa geçirilip diğer tüm inançsızların yok edilmesiyle dünya hazırlandıktan sonra dönebileceğini kehanet ediyordu. Metinler bu görevlerin Tanrı tarafından gerçekleştirileceğini ima etse de Münzevi Piyer ve müritleri bu işe el atmanın kutsal ödevleri olduğuna karar vermişlerdi. Böylece Avrupa üzerinden Güneydoğuya ilerlemeye başlayan Haçlı ordularına, Avrupa’ya ilk anti-Semitik güruh cinayetleri deneyimini yaşatan Münzevi Piyer’in Halkın Haçlıları (People’s Crusaders) grupları eşlik ediyordu. Halkın Haçlıları, Yahudilerin vaftiz edilmeyi (baptism) kabul etmelerini talep edip geri çevirenleri öldürerek Mainz, Trier, Metz, Köln ve diğer şehirlerdeki Yahudi semtlerini işgal ettiler. Yerli rahipler ve aristokratlar onları savunmaya çalışmış olsa da binlerce Yahudi öldürüldü ve bu, kısa zamanda her Haçlı Seferi’nde tekrarlanan korkunç bir gelenek halini aldı. Halkın Haçlıları caniliklerini beraberlerinde Kutsal Topraklama da taşıdılar. Çoğu Doğu Akdeniz’e ulaşmadan ölse de geriye Haçlı şövalyelerinin bile korktuğu korkunç Tafurlar (Tafurs) kalmıştı. 1099’da Kudüs düştüğünde şehrin Müslümanlarının ve Yahudilerinin katliamından büyük ölçüde Tafurların sorumlu olduğu söyleniyordu.
Musevilik
Savaşın sonu (Roma'ya karşı 3. Yahudi isyanı MS 132-135) itibarıyla Kudüs etrafındaki geniş alan ıssız bir yere dönüştü ve orada kalan az sayıdaki Yahudi’nin hayatta kalabilmek için dinlerini gizlemeleri gerekti. Romalılar, Yahudiye (Judaea) ismini bölgeden kaldırarak onun yerine eski bir Grek adı olan Suriye-Filistini (Syria Palaestrina) koydular. Romalılarla felaket getiren mücadelelerinin enkazından zorunlu olarak artık Yahve’nin büyük tapınağını merkez almayan, yeni ve başsız bir Musevi dini doğmuştu. Basitçe ifade etmek gerekirse, Yahudiler açıkça bugünkü Museviliğe benzeyen bir şeyi takip etmeye başlamıştı. Bu, her biri kendi dinî liderine (rabbi/haham) sahip özerk yerel cemaatlerin diniydi. Bu din, eski Yahudi dinsel metinlerini tefsir etmeye ve Yahudilerin yaşamlarını Yahve’nin kurallarına uygun yaşamalarını temin etmeye odaklanmıştı. Kudüs’ün ve tapınaklarının kaybedilmesinin yasını tutsalar da Doğu Akdeniz’deki azalan Yahudi nüfusu, Tanrı’nın dünyayı yeniden yaratmasını sağlamaya yardım edecek öncü birlik olmaya pek çalışmadı. Fakat kıyametin meşalesi sönmemişti. Sadece başkalarına geçmişti.
Hristiyanlar ve Museviler
Sıradan Yahudiler Isa için intikam güdüyorlar mıydı? Bu mümkün görünse de son derece düşük ihtimaldir. Sanders, İsa’nın yargılanması esnasında orada bir Yahudi topluluğunun olup olmadığından bile şüphelidir. Bu iddianın yer aldığı İnciller, İsa’nın ölümünden iki buçuk nesil sonra yazılmıştı ve Hıristiyanlarla Yahudilerin hiçbir zaman iyi
Hoşea, İsrail halkından çok şey istiyor ancak karşılığında pek az şey sunuyordu. Öncelikle Israiloğullannın Tanrı’nın yasasına itaat etmelerini talep etti. Bu yasanın ne olduğu hâlâ bilinmemektedir, çünkü ondan geriye bir şey kalmamıştır. Ancak Hoşea’nın tehditkâr üslubuna bakarak söz konusu yasanın katı olduğunu ileri sürebiliriz. İkinci olarak, Hoşea o zaman mutlu bir biçimde en büyüğü Yahve olan bir tanrılar panteonuna tapmakta olan Israilogullanna artık Yahve dışındaki tüm tanrıları reddetmeleri gerektiğini söylüyordu. Monoteist (tektanrılı) olacaklardı. Bu beklenti şimdi radikal gibi görünmeyebilir, çünkü Yahudilerin monoteist olmalarını bekleriz fakat o dönem için radikal olmalı. Bu dönemin tanrıları hasta öküzünüzü iyileştirmekten bir deniz yolculuğunda sizi güvende kılmaya dek belirli bir endişeyle ilgili yardımcı olan uzmanlar olarak görülmekteydi. Hoşea’nın herkese göre Yahve’sinin eski uzmanlar dizisi kadar etkili olacağını kim söyleyebilirdi ki? Çoktanrılı inancı terk etmek insanlann günlük yaşamlarında hatırı sayılır sıkıntılara yol açmış olmalı, lsrailoglullarının muhtemelen toplanmaya alışkın oldukları ve sosyal takvimlerinin önemli bir parçası olan Yahve’nin yanındaki diğer tanrıların tapınaklarının kapatılması gerekmiş olmalı.
1.209 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.