Bir yeri gerçek anlamda özlemeniz için belki orayı terk etmeniz gerekir; başlangıç noktasına ne kadar ait olduğunuzu anlamanız için belki çok uzun yolculuklar yapmanız gerekir.
Çok, çok etkileyici bir kitap... Öyle gerçekçi yazılmış ki.. Kitabı okumadım, izledim, içine girdim adeta. Bu hikayede herkes o kadar haklı ki okuduğum her karakterin düşüncesini benimsemeden edemedim. Bir tarafta çocuğu için ölesiye mücadele eden bir anne, bir tarafta herşeye yetişmeye çalışıp çırpınan ,güçlü durmaya çalışan bir baba, diğer tarafta kardeşinin hastalığı altında ezilen bir genç kız, öteki tarafta kendinden şüphe duyup hayatını yiyip bitiren Piper, savunduğu tarafın içsel olarak haklı bulmadığı halde yine de savunan avukat Marin... Ve herkesin ortak noktası; henüz 6 yaşını bile doldurmamış cam çocuk Willow... Bir umudun, bir kararın, bir lafın bir sürü insanın hayatını kökünden değiştirmesi.. Ben bu kitaba bayıldım. Eminim siz de bayılacaksınız.
Cam ÇocukJodi Picoult · April Yayıncılık · 2020947 okunma
"İhanetlerin en kötüsü bedenimizin bizi satmasıdır. Ama ne yaparsan yap, eninde sonunda yapar bu alçaklığı. Allah'ın emri, bu ihanetten kaçış yok. En güzeli vakitlice ölümdür. Muhannete muhtaç olmadan.."
Akıcı, anlaşılır ve keyifli bir roman. Kitap daha önce 12 çocuk tacizcisini öldürmüş ve asla yakalanamamış olan Körebe lakaplı seri katilin 5 yıl aradan sonra tekrar cinayet işlemesiyle başlayan olaylar silsilesini anlatıyor. Kitabı okurken zaman zaman bu iğrenç çocuk tacizcilerini ortadan kaldırdığı için katile gizli bir minnet duyan komiser yardımcısı Ali'ye, zaman zaman da o tacizcilerin de her birimiz gibi insan olduğunu, tramva yaşayarak bu hale gelen hastalar olduğunu ve onları öldürmenin değil tedavi etmenin çare olduğunu savunan kriminolog Zaynep'e hak veriyorsunuz. Son ana kadar heyecanını koruyan, güzel bir polisiye romanı.
Tam bir Agatha Christie hayranı olmama rağmen bu kitap bende biraz hayal kırıklığı yarattı. Aslında oldukça gizemli başlayıp merak uyandıran kitabın ortalarına doğru geldikçe heyecanım söndü, zira katili tahmin etmek hiç de güç değildi. Tabii ki bu bakımdan da benim için oldukça şaşırtıcı bir kitap oldu, çünkü bilindiği üzere yazar hemen hemen her kitabında okuyucuya ters köşe yapıyor :) Yine de hikaye bakımından fena değildi, vakit geçirmek için okunabilecek bir öykü.
Ölüm MeleğiAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20201,166 okunma
Hani "Ne oldum dememeli insan, ne olacağım demeli" diye bir laf var ya; kitap o kadar güzel anlatıyor ki bunu... Zengin bir iş adamının vurdumduymaz, bencil, anca para yemeyi bilen ailesi adamın ölümüyle ellerindeki herşeyi kaybedip sıfırdan başlamak zorunda kalıyorlar. Babalarının vasiyetinde bahsettiği defineyi bulmak için ara-bul adındaki oyunu oynayarak yaptıkları yolculuk aynı zamanda kendi çocukluklarına ve içlerine yaptıkları bir yolculuk haline geliyor. Eski bir karavanla düştükleri yollarda babalarının bambaşka bir yüzünü keşfederken, asıl benliklerine de yolculuk ediyorlar. Anadolu insanının o samimiyetini, ülkemizin cennet köşelerini, parayı ve parasızlığı, dostluğu, aileyi o kadar güzel harmanlayan bir hikaye olmuş ki, ben çok sevdim. Herkese keyifli okumalar dilerim.
KaravanEbru Oğuz · Antares Yayınları · 20212 okunma
Agatha Christie yine şaşırtmadı! Zekice kurgulanmış bir cinayet daha Hercule Poirot sayesinde çözüldü. Belçikalı dedektifin ufacık, kimsenin üstünde durmadığı olaylar üzerinden cinayetleri çözüme ulaştırması bende her daim heyecan uyandırıyor. Her zamanki gibi, akıcı, sürükleyici, heyecan dolu keyifli bir kitaptı.
Ölüm OyunuAgatha Christie · Altın Kitaplar · 19981,679 okunma