Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Burcu Dündar Zeypak
Burcu Dündar Zeypak
@brcdndr
181 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İlk kez Oğuz Atay okudum. Anlatımından çok etkilendim fakat kesinlikle daha boş bir kafa ile okunmalı. Yoğun tempomdan dolayı bazı yerleri tekrar okuma ihtiyacı hissettim.
Toplam sekiz öyküden oluşuyor ve en uzun öyküsü ‘Korkuyu Beklerken’den ismini alıyor. Her bir öykü hakkında uzun uzun konuşulabilir. Ama genel olarak bahsetmek gerekirse toplumun çarpıklığını, insanın zayıflığını, dışlanmayı, damgalanmayı, birinin kendisine ve çevresine yabancılaşmasını kısacası Oğuz Atay’ın ‘Tutunamayan’ insanlarını anlatan öykü kitabı.
Çok yerin altını çizdiğimi ayrıca belirmeliyim. Keyifli okumalar.
Çocuğunuz yetiştirmeye kendimizden başlamamız gerektiğini hatırlatan bir kitap. Bunun yanı sıra NLP Tekniği ile çocuklarla nasıl etkili bir iletişim kurulabileceğini örneklerle açıklıyor.
Aslında kişisel gelişim kitabı okumayı pek sevmem fakat bu çok kolay okunan bir kitap.
Anne/Baba olan/olmayı düşünen herkesin okumasını tavsiye ederim.
Buket Uzuner’in Şamanizm geleneğinden yola çıkarak “Tabiat Dörtlemesi” olarak planladığı “Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları”nın üçüncü kitabı Hava.
Bu kitapta çevre sorunlarını işleyen Uzuner, hava kirliliğine, iklim değişikliklerine, Türkiye’de nükleer santrallere gerek olmadığına değiniyor. Ayrıca kadın ve hayvan hakları ile çocukların bedensel ve cinsel istismarını ele alıyor.
Defne Kaman’ın “Neden Nükleer Enerji Değil?” başlıklı yazısının üzerine bazı savcılar Defne Kaman’a dava açar. Dava Kayseride görülecektir. Umay nine ve tüm ekip Defne Kaman’la birlikte Kayseri’ye gider. Bu sebeple kitap Kayseri ve Güzel Atlar Ülkesi Kapadokya’da geçiyor.
Bu kitapta diğerlerinden farklı olarak Defne Kaman kitap boyunca konunun içinde, kitap sonuna doğru kayboluyor ve bulunamadan kitap bitiyor.
Şimdilerde serinin son kitabı “Ateş”i yazmakla meşgul Buket Uzuner. Son kitapta bizi neler bekliyor merak içindeyim.
Okur Takip Önerileri
Yorgunluk Toplumu.
Kitap incecik fakat bir çırpıda okunabilecek bir kitap değil. Heidegger, Hegel, Nietzche gibi isimlerden bolca alıntı mevcut. Bu sebeple kitap öncesinde ön okumalar gerekmekte. Örneğin Performans Toplumunu anlamadan önce Foucault’un Disiplin Toplumunu bilmek gerekir.
Terimlerin yoğunluğu sebebiyle dili oldukça ağır geldi.
Bir bölümde Herman Melville’nin Katip Bartleby kitabından bahsediliyor. Ben bu kitabı okumadığımdan ve daha öncesinde konusunu bilmediğimden biraz zorlandım. Ama bu kitabı da okunacaklar listeme ekledim.
Yine bir Tomris Uyar kitabıyla geldim.
“Yaza Yolculuk” 9 öyküden oluşuyor. Hikayelerini yaz mevsimini aracılığıyla anlatıyor bu sefer Tomris Uyar. Yaz mevsimi sıcaklığı ve bir sahil kasabası neşesi beklentisiyle başlayıp keder ve yarım kalmış hikayelerle karşılaştım.
Yazın hüznünü, yarım kalmışlıkları, iç hesaplaşmaları bulabileceğiniz öykülerle dolu bir kitap.
Bazı öyküleri okurken çok zorlandım, en çok “Ölen Otelin Müşterleri”ni sevdim. Yazı en iyi anlatan ama en hüzün kokan öykü olduğundan mıdır bilemiyorum?
Farklı tarzda öyküler arıyorsanız Tomris Uyar’ın dilini tatmalısınız.
Aramızdaki Şey, olabildiğince yakın bir dille yazılmış 9 tane öyküden oluşuyor ve kitap adını ilk öyküden alıyor. Bütün öykülerin buluştuğu tek ortak nokta “kırmızı” rengi. “İnsan önce renklerden başlamalı” diyor Tomris Uyar.
Bu kadar kısa öykülerle bu kadar derin bir etki bırakıyor olması ise sanırım Tomris Uyar farkı. Her hikayenin sonunda havada asılı bir çok hisle baş başa kalıyorsunuz.
Yine de Tomris Uyar gibi kendisine bir çok şair tarafından şiir yazılmış ve hayran olunan bir kadın olmasından mıdır bilemiyorum O’nu okumaya başlarken beklenti biraz yüksek oluyor ve ilk okuduğunuzda biraz afallıyorsunuz.
Sıcak bir hafta sonu öğleden sonrasında okunabilecek bir kitap.
Okuduklarımız bizde demlendikten sonra tekrar okunası.
Buket Uzuner’in Şamanizm geleneğinden yola çıkarak “Tabiat Dörtlemesi” olarak planladığı “Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları”nın ikinci kitabı Toprak. Gazeteci Defne Kaman bu sefer Çorum’da Hitit dönemine ait büyük bir tarihi eser hırsızlığını araştırırken kayboluyor.Ve kayıp Defne Kaman’ın izinde Şamanizm, Hititler, Çorum tarihi, tarihi eser kaçakçılığı ve güncel birçok konunun içinde buluyorsunuz kendinizi. Yoğun bir sosyal mesaj içeren bir kitap. Öyle ki bazen verilmek istenen sosyal mesajlardan dolayı kitaptan uzaklaşabiliyorsunuz. Yine de Buket Uzuner okumak benim için büyük bir keyif. Hayatımda böyle biri olsa keşke dediğim Umay Nine ve Defne Kaman’ın maceralarını severek ve heyecanla takip ediyorum.
Buket Uzuner’in Şamanizm geleneğinden yola çıkarak “Tabiat Dörtlemesi” olarak planladığı “Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları”nın ilk kitabı Su.
Öncelikle Buket Uzuner’in önceki tüm roman ve öykü kitaplarını okumuş biri olarak, kitabın kurgusunun ve dilinin öncekilere nazaran zayıf kaldığını söyleyebilirim.
Defne Kaman’ın Kadıköy’de “Barış Manço” adlı vapura bindikten sonra ortadan kaybolmasıyla başlayan roman, Kutadgu Bilig şifreleri ile onu bulmaya çalışan Komiser Ümit Kaman, Sahaf Semahat ve Umay Bayülgen’in etrafında gelişen olaylarla devam ediyor.
Kitapta Şamanlık geleneğinin yanı sıra mezhep farklılıkları, kadın cinayetleri, “HES” projeleri, iklim ve küresel ısınma gibi birçok toplumsal konuya değinilmiş.
Kafamı dağıtırken bir şeyler de öğrenmek istiyorum derseniz, tavsiye ederim.
Buendia ailesinin yüzyıllık yalnızlık hikayesi... Maconda’ya gelip yerleşen Jose Arcadio Buendia ve Ursula’nın ailesinin yüzyıllık tarihine tanıklık edeceksiniz. Sanki büyükannenizden aile öykünüzü dinler gibi... Gabriel Garcia Marquez’in arka kapakta “Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü olağan şeylermiş gibi anlatırdı bana” dediği gibi yazılmış bir roman elinizdeki. En çarpıcı olayları, ensest ilişkileri dahi sıradan şeylermiş gibi aktarıyor Marquez.
Ailede hemen herkesin aynı isimde olması sürekli aynı kişilerden bahsediyormuş gibi düşündürebilir, muhakkak kitabın başındaki soy ağacından yararlanmalısınız! Hikayenin durağanlaştığı anlarda sakın kitabı elinizden bırakmayın ve Buendia ailesinin hikayesini sonuna kadar okuyun.
Ayrıca Marquez, Buendia ailesinin fertleriyle bize Hristiyanlıktaki 7 günahı anlatmakta. Bunu bilerek okuduğunuzda kim hangi günahı anlatıyor ve yaşıyor daha iyi görebiliyorsunuz. Her biri sonunda kendi yalnızlığı içinde ölüp giden Buendia ailesi ile tanışmaktan, bir şehrin tarihsel gelişimine tanıklık etmekten ben kendi adına mutluyum. Dilerim sizler de keyif alırsınız. Keyifli okumalar
Momo.. Kentin antik tiyatrosundaki harabede yaşayan küçük bir kız. En büyük özelliği insanları dinlemek. Sormadan, yargılamadan, akıl vermeden, sadece ve yürekten dinlemek. Burası beni en etkileyen yerlerden biri oldu. Dinlemek ne önemli meziyet aslında. Önyargısız, fikir beyan etmeden, gerçekten dinlemek. Hep insanların bizi dinlemediğinden yakınırız. Oysa biz karşıdakini ne kadar dinliyoruzu sorgulattı bana Momo’nun bu özelliği.
Momo bir gün şehre gelen duman adamların insanların zamanlarını çaldığını fark eder. Zaman tasarrufu yaptığını zanneden insanlar, durmadan ve daha hızlı çalışmaya başlar. Arkadaşlarıyla, ailesiyle hatta çocuklarıyla bile ilgilenecek vakit bulamazlar. Daha çok kazanan daha çok harcayan insanlar gittikçe mutluluklarını kaybederler. Duman adamlar yüzünden arkadaşlarını kaybeden Momo, Hora ustanın yardımıyla insanlığın karşı karşıya kaldığı bu tehdidi ortadan kaldırmak için mücadele eder.
Yanlış bilmiyorsam 1970’lerde yazılmış kitap. Ama tam da bugünleri anlatıyor ve zaman çalıcıların şekil değiştirmiş olsalar da her zaman var olduğu gerçeğini yüzümüze vuruyor.
Çocuk kitabı gibi görünse de önce büyüklerin okuması gereken bir kitap.
Türkan, Dönüş, Derya. Aile olmanın, özlemlerin,anlatamamanın, yanlışların, eğrilerin, birbirini anlamanın, en önemlisi sevginin hikayesi. Okurken çok naif, hızla akıp giden cümleler, size hissetirdikleri ile bazen duvara çarpmış gibi hissetmenize bazen de içinizin sıcacık olmasına sebep oluyor. Hayatın kendisi gibi. Aslında tam olarak bizden bir hikaye... Son zamanlarda soluksuz okuduğum bir kitap.
Ayrıca iyi bir İclal Aydın takipçisi iseniz sonunda 'Unutursun' romanına bağladığında eski bir dostla karşılaşmış gibi olacaksınız. Kesinlikle tavsiye ederim.
