Zannederdim aşkımı bir şûha bağlarsam geçer,
Yâr eliyle yâremi bir kerre dağlarsam geçer,
Bitmiyor âh-ü figanım bülbül-i şeydâ gibi
Geçmiyor gülmekle hüznüm, belki ağlarsam geçer.
Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız.
Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek.
...
ve bir âh olarak kalacaksın gökyüzümde;
belki o havayı bir daha soluyamayacağım,
ciğerlerimde hissedemeyeceğim senden gelecek baharı,
bu benim sonum olacak,
hazan diyecekler buna ki
muhtemel
muhteşem
son
bahar.
"insanları sadece sana nasıl davrandıklarına göre yargılayamazsın.
Gerçek karakter testi, sevmedikleri veya ihtiyaç duymadıkları kişilere nasıl davrandıklarıdır.
Biri size karşı nazik olsa bile, başkalarına karşı sürekli olarak kaba davranıyorsa dikkatli olun."
Cemil Meriç, “yalnızlık” der, “yalnız kalamamaktır.” İnsan yalnız kalma yeteneği kazanamadığında, kendi sesini duymamak için kalabalıklar içinde kendini sağırlaştırır. Ve insan hüzün nimetinden kaçmak isterken, heyhat ki bilmez, aslında mâbedini zindana dönüştürür..
...
Birleşmek üzredir şafakla gurûb
Korku beklenilmez kapıda durup
İster zehir olsun, isterse şurup
Beraber içelim tut ellerimden.
Çağır hayâllerin en ötesini
Yakından duyarsın aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım tut ellerimden.
Hatırla kaybolan hatıraları
Elmastan ışıklı, altundan sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim tut ellerimden.
Şüphe "başlangıç"tır, karar "nihayet"
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?
NFK