Benlik duygunuz yoksa samimiyet kurmak olanaksızdır. Kendinizin gerçekten kim olduğunu bilmeden kendinizi bir başkası ile nasıl paylaşabilirsiniz? Siz kendinizin kim olduğunu bilmeden bir başkası sizi nasıl bilebilir?
Yaralı iç çocuk samimi ilişkilerimizi zehirler çünkü kendi otantik benliğinin duyusuna sahip değildir. Bir çocuğun alabileceği en büyük yara kendi otantik benliğinin reddidir. Bir ebeveyn çocuğunun duygularını, ihtiyaçlarını ve arzularını onaylamazsa o çocuğun otantik benliğini reddetmiş olur. Böylelikle sahte bir benlik kurulur.
Çocukluğumuzdaki bu acı verici deneyimi neden yetişkinliğimizde de tekrar tekrar yaşıyoruz? Beynimizin en ilkel kısımları emniyetin aşinalık içinde yer aldığını bize söylemektedir. Bildiğimiz cehennem, bilmediğimiz cennetten daha evla. Deneyimlediğimiz durumların çekimine kapılırız çünkü onlarla nasıl başa çıkacağımızı biliriz. Anne babamızın olgunlaşmamışlığını görmek korkutucudur. Bu kalıbı yetişkinliğimizde de devam ettiririz.
Gerçek şu ki, aşk sonunda iyi günde ve kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, zenginlikte ve yoksullukta, ölüm bizi ayırıncaya kadar aynı yastığa baş koymaya söz verirken ve imza atarken bizi ikna eden bir yalan olarak kalır.
Kustuktan sonra çıkan şeyleri yemek için geri dönen bir köpek gibi hayatında iyi gitmemiş ne varsa hepsini tek tek aklından geçirerek öylece yatıyordu.
Hepimiz odaklanmayı, bir şeylerin dışında kalmayı, önemsiz şeylerin daha azına tamah etmeyi öğrenebilir ve belki de böylece önemli olan şeylere daha fazla zaman ayırabiliriz.
İnsan ruhunun, kimi zaman “hedonik koşu bandı” olarak adlandırılan trajik bir yanı var. İstediğimiz şeyi elde ettiğimizde hemen ona alışıp ilgimizi kaybediyor, sonra kendimize isteyecek yeni bir şey buluyoruz.
Açık bir yürekle alabilmeyi başaramazsak, asla gerçekten açık bir yürekle veremiyoruz. Yardım almaya yargıyı eklediğimizde, bilerek ya da bilmeyerek yardım vermeye yargıyı ekliyoruz.
Yakınlığın en büyük engellerinden biri, “ tek başına idare etmeye” yüklediğimiz kültürel önemdir. Bir şekilde başarıyı kimseye ihtiyaç duymamakla aynı kefeye koymaya başladık.
Bütün kalbinle yaşamak, gece yatağa giderken, Evet, mükemmel değilim, kırılganım ve bazen de korkağım ama bu aynı zamanda cesur olduğum ve sevgiyi ve aidiyeti hak ettiğim gerçeğini değiştirmez, diye düşünmektir.