Velhasıl ben yine benim, değişmedim. Hem kendimle uzlaşmek varken, niye başka biri olmaya öykünüp değişeyim? Değişmek diye bir şey var mı, ondan bile emin değilim. Fakat devam etmek var, denemek var. Geçmişi yok saymadan ama bir mezar misali içine kıvrılmak yerine albümdeki fotoğraflara bakar gibi dışarıdan bakmayı deneyerek. Oldu ve geçti diyerek. Bir annenin tökezkeyip yüzüstü kapaklanan evladını yerden kaldırırken söyleyeceği gibi, geçti, geçti, geçti.