Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ceyhun korkmaz

ceyhun korkmaz
@ceyhunkorkmaz
İstanbul
25 okur puanı
Haziran 2016 tarihinde katıldı
Acı
“Acının kaynağı memnuniyetsizliktir, insanın o an içinde bulunduğu durumla ideal arasındaki çatışmadan doğar. İnsanın gerçek bir Tanrısal özgürlük uğruna mücadeleyle ruhunu güçlendirmesi, mutluluk duygusundan çok daha önemlidir.”
Sayfa 198 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
The Godfather Mitosu
"Coppola üçleme boyunca cinayetleri genellikle ev içi uzamda, kamuya açık sosyal uzamlarda (otel, masaj salonu, havaalanı vb.) ve mutlak surette güvenli görünen yerlerde kurgulayarak neredeyse bir annenin düşük yapması ya da bir kürtaj gibi kurgular. Daha evvel özellikle kafadan vurulma ve yok edilme sahnelerini freudyen kurama bağlı kalarak, iğdiş edilmenin tipik göstergeleri şeklinde çözümlemiştik. Bu açıdan ev içi uzamda, korunaklı görünen mahremiyet alanlarında gerçekleşen ölümleri kürtaja benzetebiliriz. Denebilir ki Godfather’ın figürleri ölüme yazgılıdırlar ya da ölü doğmuşlardır (düşük veya kürtaj)."
Sayfa 369 - Şule YayınlarıKitabı okudu
The Godfather Mitosu
"Godfather filmleri devrimci ve feminist bir bakış açısı içerir; erkek-öznenin kadınları baskılayışını ya da engelleyişini bir tuzak formuna büründürerek, eril şiddeti bumerang etkisiyle tasvir ederek betimleyişiyle önem kazanır."
Sayfa 346 - Şule YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Andrey Tarkovski
“Sanatın amacı, daha çok, insanı ölüme hazırlamak, onu iç dünyasının en gizli köşesinden vurmaktır.”
Sayfa 32 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Andrey Tarkovski
“Şair, bir çocuğun hayal gücüne ve ruhsal yapısına sahip bir insandır. Hangi dünya görüşünü savunursa savunsun, dünyadan edindiği izlenim dolaysızdır; yani sanatçı dünyayı tanımlamaz, dünya onundur.”
Sayfa 31 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
Jean-Paul Sartre
“İnsan kendi kendisini sever mi? İnsanın kendi kendisine karşı duyduğu başka türlü bir duygu değil midir? Birini sevmek, görece basit ve anlaşılması kolay bir şeydir, çünkü sevdiğiniz insan her zaman orada değildir, siz değilsinizdir. Bu iki neden her zaman orada duran ve bizzat siz olan, dolayısıyla hem seven hem de sevilen olan kendi kendiniz için duyduğunuz şeyin, hiç şüphesiz varolmayan bir duygu olduğunu göstermeye yeter.”
Sayfa 59 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Jean-Paul Sartre
“Gerçek bir toplumsal uzlaşmanın yerleşebilmesi için, bir insanın komşusu için tümüyle varolması, onun da o insan için aynı şekilde tümüyle varolması gerekiyor. Bu, bugün için gerçekleşebilir görünmüyor, ama insanlar arasındaki ekonomik, kültürel, duygusal ilişkilerdeki değişim, öncelikle de maddi yetersizliklerin ortadan kaldırılmasıyla tamamlandığında gerçekleşecektir. Böylesi bir toplum, ancak dünya ölçeğinde kurulabilir elbette, zira dünyanın bir tek yöresinde bile eşitsizlikler ve ayrıcalıklar yaşamayı sürdürse, bu eşitsizliklerin getireceği çatışmalar yeniden ve azar azar bütün bir toplumsal bünyeyi yeni baştan kaplayacaktır.”
Sayfa 19 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Jean-Paul Sartre
“Aslında öznelliğimi vermiyorum size, onu kimseye vermiyorum, çünkü, bana bile söylenmiş olmayı reddeden, kendime söyleyebileceğim ama başkasına söylenmiş olmayı bana karşı bile reddeden şeyler kalıyor geride. Her bir kişi gibi, söylenmiş olmayı reddeden karanlık bir derinliğim var.”
Sayfa 18 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Jean-Paul Sartre
“Devrim bir iktidarın bir başkası tarafından yıkıldığı bir an değildir, uzun soluklu bir iktidarı yadsıma hareketidir devrim. Başarısı konusunda bize güvence verecek hiçbir şey yoktur, aynı şekilde başarısızlığın kaçınılmaz olduğuna bizi akılcı bir şekilde ikna edebilecek hiçbir şey de yoktur. Ancak seçenek açıkça şudur: sosyalizm ya da barbarlık.”
Jean-Paul Sartre
“Sevmek ve değer vermek bir ve aynı gerçekliğin ilk görüntüsüdür, başkasıyla kurulan aynı ilişkidir bunlar. Bu da, değer vermenin aşk için ve de aşkın değer vermek için ille de zorunlu olduğu anlamına gelmez. Ama ikisi de birlikte duyulduğunda, bir insanın bir başkasına karşı hakiki tutumuna ulaşılır. Bu noktaya gelemedik daha. Öznellik tümüyle keşfedildiğinde bu noktaya geleceğiz.”
Reklam
Jean-Paul Sartre
“Herhangi bir kişinin varoluşu bölünemeyen bir bütün oluşturur: içi ve dışı, öznel ve nesnel olan, kişisel ve politik olan ister istemez birbiri üzerinde yankı yapar, zira bunlar aynı bir tümlüğün görünümleridir ve bir bireyi, her kim olursa olsun, ancak bir toplumsal varlık olarak görürsek anlayabiliriz. Her insan politiktir.”
Sayfa 43 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Jean-Paul Sartre
“Hayranlık, hayran olunan kişiden daha aşağıda yer alındığını varsayan bir duygudur. Bana göre bütün insanlar eşitlik içinde vardır. Ve hayranlığın insanlar arasında işi yoktur. Bir insandan başka bir insan için talep edilebilecek gerçek duygu, değer vermektir.”
Sayfa 57 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Andrey Tarkovski
“Seyirci aldığı bir sinema biletiyle kendi deneyimindeki gedikleri kapatmaya çalışır, yani bir anlamda yitirilmiş bir zamanın peşini kovalar. Bu sayede, huzursuzluk ve iletişimsizlikle belirlenen çağdaş hayatın yarattığı o manevi boşluğu doldurmayı umar.”
Sayfa 70 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Franz Kafka
“Almanca’da Sein sözcüğü iki anlama gelir. Var olmak ve onun olmak.”
Franz Kafka
“Sana aidim ben; bunu söylemenin başka yolu yok ve bu yeterince güçlü bir ifade bile değil.”
Sayfa 63 - Tutku YayıneviKitabı okudu
hakan bilge
"Fotoğraf nihayetinde görsel yalanlara dayanır. Ama sinema herkesin ya da her şeyin, özellikle de verili gerçekliğin nabzını tutabilir. Burada söz konusu olan nesnellik ya da Rus edebiyatında olduğu gibi kaba gerçekçilik değildir. Bir fotoğraf salt varlığıyla belirli bir gerçekliğin gösterenidir, dolayısıyla kendi kısıtlı varlığıyla sınırlıdır. Fakat bir sinema filmi bir sekanstan diğerine geçerken daha da zenginleşebilen detay, vurgu ve göndermelere sahiptir. Bir sekans, bir başka sekansı dışlayabilir, olumlayabilir, açabilir, kapatabilir, zenginleştirebilir vb. Kuşkusuz bir film diğer bütün sanat dallarıyla ilişkilendirilebilecek bir neliğe sahip olduğu için herhangi bir sanat yapıtından çok daha zengindir. Bu elbette her film için geçerli bir yargı değildir. İzlendikçe açılan, açıldıkça altkatmanlarına genişleyen büyük filmlerden bahsediyoruz. Godfather’ın ilk iki anlatısı da böyle filmlerdir."
Sayfa 375 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Haruki Murakami
“Hiç kimse bendeki değişikliğin farkında değildi. Benim hiç uyuyamadığımın, durmaksızın kitap okuduğumun, aklımın gerçeklikten yüzlerce yıl, on binlerce kilometre uzakta bir yerlerde olduğunun hiç kimse farkına varmadı.”
Franz Kafka
“Son mektuplarından birinde ben yerine sen yazmıştın; bu hatanın bir gün gerçek olduğunu bir düşün!”
Sayfa 149 - Tutku YayıneviKitabı okudu
Franz Kafka
“Yanınızda olsaydım sessiz kalırdım ama ayrı olduğumuza göre yazmalıyım yoksa kederden ölürüm."
Sayfa 54 - Tutku YayıneviKitabı okudu
Franz Kafka
“Yazarsın ve en başından beri yakın hissedersin, ona sarıldığını hayal edersin ama sadece havaya sarılıyorsundur ve bunun sonucu olarak arada sırada yere düşersin.”
Sayfa 225Kitabı okudu
James Joyce
“Kör olabilirim. Uzun bir süre kızıl-kahverengi bir saça baktım ve onun sen olmadığına karar verdim. Eve oldukça mahzun gittim. Bir randevu vermek isterdim ama sana uygun olmayabilir. Umarım sen bana randevu verebilecek kadar iyi olursun, eğer beni unutmadıysan.”
Susan Sontag
“İnsanlar varlar ve gerçekler. Ama hepsi bu kadar. Çünkü hepsi minimal insanlar, neredeyse etkisiz, neredeyse cansız, hissetmeyen, düşünmeyen varlıklar. Onlara nasıl düşünmeleri + yaşamaları gerektiğini öğretmek zorundayım, böylece konuşacak birine, sevecek birine, hayran olacak birine sahip olabilirim.”
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Uyku
“Yaşarken gerçeklik hissi vermeyen bir yaşam ne kadar uzun sürerse sürsün, bir anlamı olmayacağı kanısındayım.”
Andrey Tarkovski
“Zaman, insana verilmiş hem tatlı hem de acı bir armağandır. Hayat, var olmak için kendine koyduğu hedeflere uygun bir ruh geliştirmesi için insana tanınmış bir süreden başka bir şey değildir ve insan bu gelişimi gerçekleştirmek zorundadır.”
hakan bilge
"Godfather filmlerinde iktidar unsurunun kullanımı önemli açılımlar kazanır. Güç, örgütlü suçun temel dayanak noktasıdır. Gücün merkezinde kapital dışında önemli bağlantılar da yer alır. Önemli bağlantılar yeri geldiğinde parayla satın alınır, yeri geldiğinde şantajla. Sendikalar, devlet görevlileri ve senatörler satın alınır, Hollywood çalışanları tehdit edilir, rakip aileler yok edilir. Kadınlar (anne, eş, kız kardeş, metres vd.) aileye uyum sağlamak; evde, evinde çocuklarıyla olmak için yerini alır. Erkeklerin sözünden çıkılmamalıdır; onlara koşulsuz itaat edilmelidir. Kadınlar babafingonun yasalarına uymadıkları takdirde yine güç zoruyla saf dışı bırakılır. Özneleşme çabası içindeki özerk kadın tipi Kay Adams gibi Connie de otoriter ağabeyi Michael aracılığıyla biçimlendirilmeye çalışılır."
Sayfa 321 - Şule YayınlarıKitabı okudu
The Godfather Mitosu
"Tanrısız, sevgisiz, düşman bir dünyayı tasvir eden Godfather filmlerine bakmak kapitalizmin suç tarihine içeriden bakmakla eşanlamlıdır. Bu filmler “…Amerikan hür teşebbüsünün kâbusa dönüşümünün” epik tarihidir. Michael Corleone ile birlikte ailenin ahlaki dibe vuruşu ve yozlaşması kapitalizmin ahlaki çöküşünün bir alegorisidir. Corleone ailesi ise hiç kuşkusuz sinema tarihinin “en iyi bilinen mafya ailesi”dir."
Sayfa 398 - Şule YayınlarıKitabı okudu
hakan bilge
"Godfather filmlerinde iktidar unsurunun kullanımı önemli açılımlar kazanır. Güç, örgütlü suçun temel dayanak noktasıdır. Gücün merkezinde kapital dışında önemli bağlantılar da yer alır. Önemli bağlantılar yeri geldiğinde parayla satın alınır, yeri geldiğinde şantajla. Sendikalar, devlet görevlileri ve senatörler satın alınır, Hollywood çalışanları tehdit edilir, rakip aileler yok edilir. Kadınlar (anne, eş, kız kardeş, metres vd.) aileye uyum sağlamak; evde, evinde çocuklarıyla olmak için yerini alır. Erkeklerin sözünden çıkılmamalıdır; onlara koşulsuz itaat edilmelidir. Kadınlar babafingonun yasalarına uymadıkları takdirde yine güç zoruyla saf dışı bırakılır. Özneleşme çabası içindeki özerk kadın tipi Kay Adams gibi Connie de otoriter ağabeyi Michael aracılığıyla biçimlendirilmeye çalışılır."
Sayfa 321 - Şule YayınlarıKitabı okudu
sinema kitapları
"Capone’un 1929 yılında Bugs Moran’ı ortadan kaldırmak için planladığı Sevgililer Günü Katliamı’na bakıldığında yedi kişinin öldürüldüğü ve olay aydınlatılamadığı için mahkeme duruşması bile yapılmadığı görülecektir. Olay esnasında tarafların gevezelik yaptıkları ve havadan sudan konuştukları elbette söylenemez. Titizlikle planlanan katliamın Capone’un yükselişini daha da hızlandırdığını, Moran’ın ise gangland’den elini eteğini büyük ölçüde çekmesine neden olduğunu görüyoruz. Corleone ailesinin de dinsel bir ayin gibi titizlikle hazırlandığı cinayetlerin ailenin yükselişini hızlandırıp gücünü pekiştirdiğine tanık oluyoruz. Faillerin ritüel gibi ciddiyetle yaklaştıkları ve acımasızca uyguladıkları cinayet eylemleri Godfather filmlerindeki dinsel yapının bir parçasını teşkil etmektedir."
Sayfa 212 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
The Godfather Mitosu
"Din, bütünleştirici yapısıyla, kitleleri aynı bayrak altında toplamasıyla ulus devlete benzer. Mafya örgütü de tek başlı merkezi yapısıyla faşist bir devleti andırmaktadır. Gene de ideolojik açıdan sömürünün veya zorbalığın dini ya da ulusu yoktur."
Sayfa 107 - Şule YayınlarıKitabı okudu