a) Hatırlamak bir refleks, unutmak ise bir sanattır.
b) Vicdan rahatlığı, masumiyet ve moral konforumuzu garantileyen yeteneğimizdir.
c) Hatırlamaya giden kısacık yolda, yerinde saymaktır.
Ötelere yuvarlanıyorum,
Ve her acı günün birinde
Dönüşecek şehvetin dikenine.
Az zaman kaldı,
Sonra kurtulacağım
Ve sarhoş, uzanacağım
Aşkın kucağına.
Sonsuz yaşam
Dalgalanıyor içinde tüm gücüyle,
Yukarıdan aşağılara bakıyorum,
Oralardaki sana.
O tepede,
Sönüp gitmekte parıltın-
Bir gölge taşımakta,
Serinlik veren çelengi.
Ah! Tüket beni ey sevgili,
Sonuna kadar tüket ki.
Uykuya dalayım
Ve sevebileyim.
Hissediyorum ölümün
Gençleştirici akışını, kanım
Merheme ve uzama dönüşmekte-
Yaşıyorum gündüz vakitlerinde
İnanç ve cesaretle
Geceleri ise
Kutsal ateşte ölüyorum.
Jung Mısır, Cezayir, Tunus ve Büyük Sahra’ya geziler yapmış olduğundan İslam anlayışına karşı da yabancı değildir. “Dört Arketip” adlı kitabında Kuran’daki Kehf (mağara) suresinden bahseder. Psiko-mitolojik bir yaklaşımla yorumlamış olduğu bu sureyi 1938 yılında Eranos konferansında sunmuştur. Anlatıların sembolik olduğu ve içeriklerinin insanın dönüşüm süreçleri ile ilgili olduğuna dair bu yorumlar, Sufi yorumlarla benzeşmektedir.
Jung’a göre günümüzde tanrılar hastalıklara dönüşmüştür. Zeus artık Olimpos’un değil, solar pleksus’un hâkimidir. Bilinçdışı figürleri olan yalnızca tanrılar değil, animus ve anima’dır. Wilhelm’in Hun sözcüğüyle özdeşleştirdiği animus, yang ilkesine ait ve erildir. P’o ise anima’ya karşılık gelir ve alt, dünyevi, bedensel canı temsil eder, yin ilkesine aittir. Animus göksel kalptedir. Gündüz gözlerde (bilinçte) yaşar. Gece ise karaciğerde barınır. Bu ikili, yaratıcının evinde birleşmiştir. Jung erkekte anima’yı bilinçdışına bir köprü olarak ele alır. Bilinçdışının bakış açısına dayanan Doğu, bilinci anima’nın bir etkisi olarak görür. Kuşkusuz, bilinç asıl olarak bilinçdışından ortaya çıkar.
Dört ArketipCarl Gustav Jung · Metis Yayınları · 20211,809 okunma
Psikolojik bir süreç olarak bireyin kendi olma serüvenini dinî bir süreç olarak gördüğü için, psikolojiden daha çok teolojiye yakın durmakla suçlansa da, Jung, din ile psikolojiyi, analist/terapist ile Tanrıyı insan ruhunda buluşturarak psikolojide yeni ufuklar açmayı başarabilmiş ilk ve en önemli psikologtur.
Kitap sayfaları arasında kaybolurken, dalgaların ritmik sesini dinlemek ve güneşin batışıyla gelen huzuru hissetmek, ruhunuza ilaç gibi gelecek. Bu anı yaşayabilme şansı için minnettarım ve bu güzelliği sizlerle de paylaşmak istedim.
#Suluada #BatımGüneşi #KitapKeyfi #Seyahat #Antalya #Türkiye #Doğa #Manzara #Mutluluk #Huzur