Seven adam, güzel duygulardan, insanın gönlüne hoş gelen şeylerden, şefkatten, aşktan ateşli bir şekilde bahsetmesini bilmeli, evleneceği kıza usul ve erkânı ile muamele etmelidir. Evvelâ, delikanlı âşık olduğu kızı ya kilisede yahut bir gezinti, bir şenlik yerinde görmeli; yahut da kaderin sevkiyle, bir akraba, bir ahbap tarafından kızın evine getirilmiş olmalı, evden de dalgın, ve mahzun çıkmalıdır. Sonra, bir zaman, aşkını sevdiğinden saklar, bununla beraber onu sık sık görmeye de gelir. Bu ziyaretlerinde ise, herkesin ruhunu okşıyan, sevgiyle ilgili bir mevzuu ortaya koymayı asla ihmal etmez. Derken, sevgisini itiraf günü gelir. Bu da daima, bir bahçenin iki yanı ağaçlı bir yolunda, yanınızdakiler sizden biraz uzaklaştığı zaman yapılır. Fakat bu itiraf bizi birden bire kızdırır, bu yüzümüzün kızarmasından belli olur. Bunun üzerine âşıkımız bir müddet bizi görmekten mahrum kalır. Ama gene o, bir yolunu bularak bizi yatıştırır, ve hissettirmeksizin bizi, aşkını bildiren ateşli sözlerine alıştırır. Nihayet, bizden de, dünyanın istirabına mal olan bu itirafı koparmaya muvaffak olur. Bundan sonra artık maceralar başlar.