Aylar önce izlemek için listeme eklediğim “Şahsiyet” dizisinin esinlendiği eser, Bir Katilin Güncesi. Şans eseri kitaba denk gelip konu benzerliklerinden dolayı bağlantılı olduklarını farketmiştim, mutlaka farkları vardır ama ana tema genel olarak aynı. Alzheimer teşhisi konulan ana karakter ayrıca bir seri katil fakat 25 yıldır kimseyi öldürmemiş, kaldığı bölgede artan cinayetlerden kızını korumak istiyor, ama bir yandan da hatırlamadan kendisi mi tekrar cinayetlere başladı acaba diye çelişkiye düşüyor. Kısa ve soluksuz bitirebileceğiniz bir kitap, yüksek temposunu ilk sayfadan sona kadar koruyor. Kore edebiyatı ile tanışmamı sağlayan eser oldu ve hayran kaldım, ayrıca yazarın da kalemi epey beğeniliyor. Büyük bir keyifle okudum ve devamını da getireceğim, öneriyorum!
Bilgelik yaşamına kendini adamış olan insanlar bir şeyi veya başka birisini ani ve mantıksız bir güdüyle suçlamanın aptallık olduğunu, suçlamanın gerek başkalarına gerekse kendilerine hiçbir şey kazandırmadığını anlarlar.
“Bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul edebilmem için huzur; değiştirebileceğim şeyleri değiştirebilmem için cesaret; farklılığı bilebilmem için bilgelik bahşet.”
Peru doğumlu, roman öykü ve oyun yazarı eleştirmen Mario Vargas Llosa’nın aşırı rahatsız edici erotik ve nobel ödüllü romanı “Üvey Anneye Övgüler”. İndirimde olduğunu farkettiğim ve kapağına kapılıp aldığım bir kitabın içeriğiyle sınandım resmen, siz siz olun kapağa aldanıp içeriğe bakmadan asla almayın derim.
——————
Kırk yaşına gelmiş üvey anne Lucrecia, her gece temizlik ayinleri düzenleyen baba ve koca Rigoberto ve evin neşesi küçük Alfonso. Çocuğun yaşından hiçbir sayfada bahsedilmiyor ama küçük olduğunu anlatımdan kolaylıkla anlıyoruz, beni aşırı rahatsız eden yer de burası, evet kitabın arka sayfasında her @canyayinlari kitabında olduğu gibi etiketler vardı ve erotik kitap olduğunu anlamıştım, ama p*dofili etiketi koymamalarına şaşırdım, uyarı niteliğinde de olsa belirtilmesi gerekiyordu diye düşünüyorum.
——————-
Kitap kısa ve olaylar hızlı ilerliyor, birkaç sayfa dışında mide bulandıran çok bir yer yok, fakat Nobel ödülü kazanmasını sağlayan bir sayfa da yok, tam olarak neresi çok beğenildi de ödüllendirildi anlamadım, tam tamına on sayfa boyunca Rigoberto’nun temizlik ayini diye nitelendirdiği büyük abdestini yapmasını okuyoruz, en ince ayrıntısına kadar tam on sayfa!
——————-
Yazarın kalemini hiç beğenmedim, birçok yorumda insanların diğer kitaplarını beğendiği için buna da şans verdiğini öğrendim, benim için ilk ve son oldu. Hasta ve sapık bir yazar, aslını iddia edecek olan da onun gibidir tavrım net. Aşırı rahatsız edici berbat ve gereksiz detaylı bir kitaptı. Zevkiyle okuyan varsa lütfen burayı terk etsin. Önermiyorum, sakın ama sakın almayın!