Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sayeperver

Sayeperver

Sayeperver

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Tevhid ve Tevekkül
Tevhid ve Tevekkülİmam Gazali
9.3/10 · 71 okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Hidayete İlk Adım - Bidâyetü'l Hidaye
Hidayete İlk Adım - Bidâyetü'l Hidayeİmam Gazali
9.3/10 · 1.484 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Faydalı ilim dendiğinde, eğer öğrendiğin ilim, sende Allah korkusunu arttırıyor, nefsinin, sana ait olan ayıplarını ve kusurlarını araştırmada basiretini arttırıp bunlardan sakındırıyorsa, Rabbine karşı kulluk ve ibadette bulunman için arzu ve özlemini çoğaltıyorsa işte bu, faydalı bir ilimdir. Aynı şekilde öğrendiğin ilim, dünyaya olan rağbetini azaltıp ahirete olan rağbetini çoğaltıyorsa, amellerindeki yanlışları sana gösterip onlardan sakınıp kaçınmanı sağlıyorsa, şeytanın tuzaklarına seni muttali kılıp onlardan haberdar kılıyorda, ona aldanmamanı sağlıyorsa işte bu, faydalı ilimdir.
"Yeryüzü insana mescit kılınmıştır," buyruldu. Çok güçlü bir sembolizm var burada. Çünkü yeryüzü mescitse, kutsaldır. Siz mescitte nahoş bir şey yapabilir misiniz? Yeryüzüne, mescide gösterdiğiniz hürmeti göstermelisiniz.
Reklam
Apartman, sanayi devriminin bir ürünüdür. Sanayi devrimi olunca nüfus, kırdan kente göçtü, bu göçen nüfusu oturtacak iskân, ikamet için yere ihtiyaç duyuldu. Her gelene tek ev yapmak Ingilizlerin lüksüydü, e onu yapamadı, Amerikalılar hiç yapmadı . Neticede bir sıkışık yapı oluştu. Sanayi devriminin bir özelliği de bireyi yalnız, savunmasız bırakmaktır.
SÖ: Dış seslere kapattığınız zaman gönül bir mir'ât-i Rahman' dır, Allah’ın e. Bunu tekrar kurabilir miyiz? Ben menfi değilim. KS: İstiğna, bize haz veren şeylerden zaman zaman perhiz yapabilmek önemli. SÖ: O hazlar da yalancı hazlardır azizim. Bir bahar yaşıyoruz. İstirham ediyorum, herkes baharı, çiçekleri izlesin, kuşları dinlesin. Eskiden akşam ezanından sonra bülbül dinlemeye gidilirdi. KS: Biz bunlar nasıl kaybettik? SÖ: Çok istiyoruz. Onu da kazanalım, bunu da kazanalım. Emekli adamım, beni kırk yere çağırıyorlar. Gitmesem ukde oluyor, gitsem yoruluyorum. Ambiyansı kaybediyorsunuz. Bülbül zamanı bülbül dinleyeceksiniz. O size bir şey söylüyor. Diyor ki şair: "Merâmi andelibin vaslı-ı güldür/ Gönüldür bu gönüldür bu gönüldür/ Bülbül güle vasl olmak ister/ Cenab-ı Resulullah’a aşıktır." Gönül onu istiyor ama biz çalışıyoruz, hizmet ediyoruz, hizmetin de dengesi var, miadi var, mikyasi var. Sen önce kendine hizmet et.
Her yerde ve her an ulaşılabiliyor olduğunuzda insanların emrine hazır ve nazır oluyorsunuz. O zaman tefekkür ve derinleşme anları kayboluyor. Siz bir tarafta bir kitabi okumaya çalışırken vız vız öten bir şey dikkatinizi alıyor. Kapatsanız da aklınız orada kalıyor. Bu da modern zamanda korkunç bir zihinsel sığlaşmayı beraberinde getiriyor. Şu anda her ev bir "uğultu değirmeni". Televizyon sesi, dışarıdan klakson sesleri. İnsanın icine girip huzur bulabileceği bir kovuk yaratmak çok zor.
Bir külliye yapıldığı zaman önce hamam yapılır; taharet önemlidir. Ustalar, kalfalar ve amele tahir olmalı.
Reklam
"İslam garip başladı ve garip bitecektir." O da "Gariplik nedir?" diye soruyor. Şeyh Efendi, "Halkın bozduğunu onarmak, yıktığını yeniden imar etmektir," diye yanıtlıyor. Bu cevap bana cok ilginç gelmişti. Bazı şeyler zaman içinde bozulabilir, kadim gelenekler de bozulabilir, çürüyebilir. Zaman içinde eski yankısını, uyandırdığı görkemi kaybedebilir. Siz onu yeniden imar etmeye mecbursunuz. İnsan, imar etmek ödevindedir.
Freud’un tezine göre, güvenlikle özgürlük ters orantılıdır. Eğer çok özgürseniz güvenlik şartınız düşer. Konfor ararsanız özgürlüğünüzden fedakarlık edeceksiniz. Osmanlı size bir şehir konforu sağlıyor ama özgürlüğünüzden geri adım atıyorsunuz. Şu an dünyada dizginlenemez bir özgürlük var, peki bu özgürlük insanlara mutluluk getiriyor mu? Hayır getirmiyor. Küreselleşme sonsuz özgürlük istiyor ki nefs-i emmarenin önü açılsın, bu sayede tüketim artsın. Güvenlik hiç mühim değil onlar için çünkü insanlar kendilerini güvende hissetmezse daha çok tüketirler, tüketime güvenlik masrafları da gider.
Güzelliğin simetri, ahenk gibi temel kuralları vardır. Onlar içi doldurulması gereken kalıplardır. Onların içini siz sesle, renkle, formla dolduracaksınız. Zaman zaman Batılı insan hepsine karşı çıkar; o zaman egzantrik, öncü, avangard sanat ortaya çıkar. Bizse değer hükümleri itibariyle hâlâ Müslüman’ız, onun epistemolojisine bağlıyız ama bunu hayata yansıtmakta zaaflarımız var. Biçimlerimizi kendimiz organize eder, kurar ve yaparsak bize ait bir şehir ortaya çıkacaktır.
Corbuiser, “Ben hayatımda en büyük hatamı yaptım, İstanbul gibi bir şehri, tarihi hüvviyetiyle tasarlayacağım derken Cumhuriyeti okuyamadım.” diye yakınıyor.
453 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.