Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eren

Eren
@desireofvoid
Varlık kendine yabancıdır.
izmit
65 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
Seyahatin ortasında birbirinden sıkılmış görülen evli çiftler vardı, küçük gruplar vardı, büyük gruplar vardı, ağırbaşlılıkla tek başına yemek yiyenler vardı, oburca tıkınanlar vardı; hepsi de kendi evlerinde alışkın oldukları gibi düşünüyor, konuşuyor, şakalaşıyor veya surat ediyorlardı ve yeni izlenimlere üst katlardaki odalarında bulunan bavulları kadar aptalca kapalıydılar. Bundan böyle, tıpkı bagajları gibi şu yerden ve bu yerden geçmiş olduklarını gösteren damgalar taşıyacaklardı. Kişiliklerine bağlı bu ayrıcalığı el üstünde tutacak ve bavullarına yapıştırılmış olan etiketleri zenginleşme girişimlerinin yegâne belirtisi olan belgesel birer kanıt olarak muhafaza edeceklerdi.
Reklam
Birbirine kırk kat yabancı olanlar bu konuda görüş alışverişinde bulunmak için can ciğer dostlarmış gibi birbirine yanaşıyorlardı.
Bunun anlamı da şudur: Bir amaca kötülük yaparak varmaya çalışan kişinin, deliliğe ortak olduğu anlaşılacak ve bu nedenle, aklı başında, tutarlı kararlar vermeye yönelecektir. İşte bu insanlar en tehlikelisinden, gerçek delidir çünkü onların delilikleri sürekli değil, özel bir nedenle, ara sıra ortaya çıkarılan bir deliliktir; denetimli denebilecek bu çılgınlık gizli tutulur, böylece en etkin olduğu zaman, normal düzeyde bir insan aklına göre, aklı başında olmaktan ayırt edilemez ve yukarıdaki nedenle, amacı ne olursa olsun -bu amaç asla açığa vurulmaz- izlenen yöntem ve dış işleyişi tam anlamıyla akla yakındır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyanın bilinmezlerine kafa yoran orta düzeyde bir insanın çabası, ister kötü ister iyi olsun, belirli sıra dışı kişiliklerin özünü anlamak için gerekli ve vazgeçilmez olan o ince gizemli seziş gücünü köreltir. Genç bir kızın, önemli bir konuda, bir avukatı parmağında oynatmasına tanık olmuştum. Sorun, bunamış bir adamın genç kıza duyduğu aşk türünden bir şey değildi. Ama adam, genç kızın kalbini değil hukuku biliyordu.
Meraklı gemicilerin, bir kişi üzerinde verdikleri karar ancak eğitimsiz ve kaba kişiler üzerinde bıraktığı etik izlenimlere bağlıdır. Bu kişilerin, insanların kötülüğü konusundaki düşünceleri yabanıl bir alçaklık kavramıyla kısıtlıdır.
Reklam
gemiye zorla tayfa alan ünlü devriyelerin varlığı gerek denizde, gerek karada bilinmeyen bir durum değildi, üstüne üstlük, Londra polisi sağlam yapılı, sorunlu, kaçak bir zanlıyı, yakalayıp limana ya da donanmaya katmakta yetkiliydi. Dahası, gönüllü olarak askere yazılanlar arasında bile donanmaya ne vatanseverlik ne de denizde yaşamak ve savaşmak amacı doğrultusunda katılanlar vardı. Etik kurallarıyla sorunları olanların, iflas etmiş borçluların gözünde donanma, güvenli bir seçenekti ve sığınmak için biçilmiş kaftandı. Güvenliydi çünkü kralın gemilerinden birine bir kez askere alındığında, Orta Çağ'daki suçluların kiliselerin gölgesine sığınmalarına benzer bir şekilde koruma altına alınmış oluyorlardı,
Jim'in davasının onun canını sıkmış olmasında şaşılacak bir şey yok. Sorgulanan gence duyduğu derin küçümsemeyi korkuya benzer bir duyguyla düşündüğümde anlıyorum ki o sessizce kendi vicdanını sorguluyordu. Hafifletici nedeni olmayan bir suç işlemiş olduğuna hükmetmiş olmalıydı ki sırrını da beraberinde götürerek kendini denize attı.
96 syf.
·
Puan vermedi
Özgürlük Üzerine Bir Deneme
Özgürlük Üzerine Bir DenemeHerbert Marcuse
8.6/10 · 64 okunma
Dört ayak uzunluğunda kiraz ağacı bir çubuğun ucundaki pirinç kâse içinde bulunan hileli tütünü zevk almadan içerek belli belirsiz sezilen bir hakikatten bir felsefe sistemi kuran bir düşünürün budalaca ciddiyetiyle ileri geri dolaşır dururdu.
Lağımdan taşıyormuş gibi sövüp saymaya başlamadan önce dönüp yiyecekmiş gibi dik dik bakmak işine gelmediği sürece varlığınızın farkında degilmiş gibi görünmek kaçağın numaralarından biriydi.
Reklam
Tehlike, görünürde değilse, insan düşüncesi gibi belli belirsizdir. Korku gölgeye çekilir; insanlığın düşmanı ve bütün korkuların babası olan hayal gücüyse, uyarılmayınca, heyecanını yitirerek can sıkıntısı içinde boğulur.
384 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Lord Jim
Lord JimJoseph Conrad
6.9/10 · 266 okunma
Hepimiz, en sade, hiçbir çıkar kokusu olmayan işlerde bile hesaplı hareket ederiz, hem bunu farkına varmadan yaparız. Üstelik daima kendi kendimizi aldatarak, soyluluktan bir an ayrılmadığımızı iddia ederiz. Ben bunu tekrarlamak istemiyorum; amacımdaki bütün soyluluğa rağmen belirli bir hesapla hareket ettiğimi açıkça söylüyorum.
Sayfa 102Kitabı okudu
Eren tekrar paylaştı.
Zayıf, kof her zaman başkasının etkisi altında hareket etmeye alışmış, ama bir aralık isyan bayrağını çekip kuvvetli, makul olmaya karar veren kimselerin bu hareketlerinin her zaman belirli bir sınırı vardır. Başlangıçta isyanları son derece şiddetlidir. Bu şiddet çılgınlık hali alır. Karşılarına çıkan engellere gözleri kapalı atılırlar, güçlerinin üstünde çaba gösterirler. Ancak belirli noktaya varınca kendinden geçmiş o insan zınk diye duruverir, "Ben neler yaptım?" gibisinden korku içinde kalakalır. Hemen arkasından da sönmüş balon gibi pörsür, ağlamaklı olur, diz çöküp af diler, her şeyin eskisi gibi olması için yalvarır, her şeyin bir an önce sonuçlanmasını ister.
Sayfa 156
Gelenlerin hepsini anlatmak imkânsız. Yalnız şu kadarını söyleyeyim ki, hepsinin bakışlarında bir hainlik vardı; yüzlerinde bir bekleyiş, vahşi bir sabırsızlık okunuyordu. Kadınlardan bazıları görülmemiş bir rezalete tanık olmak umuduyla gelmişlerdi, görmeden ayrılmak zorunda kalırlarsa son derece üzüleceklerdi. Görünüşte hepsi de çok nazik, sevimliydi, ama Marya Aleksandrovna olanca metanetiyle saldırıya hazırlanmıştı. Prens hakkında bir soru yağmuru başladı. Soruların hepsi görünüşte çok doğal olmakla birlikte, her birinde bir ima, gizli bir anlam vardı.
Sayfa 130Kitabı okudu
413 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.