"Ne makina şu insan be! İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun; iç çekmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor. İmalathane! Sanırım beynimizde konuşan bir sinema var."
"Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan! Ve korkma... Tanrı, baş şeytandan çok, yarım şeytandan iğrenir."
"Tanrıyı her maskenin arkasında ayırt edebilene ne mutlu! O; bazen bir bardak sudur, bazen dizlerimizde oynayan bir oğul, bazen çapkın bir kadın, bazen de küçük bir sabah gezintisi..."
"Yağmur yağarken insanın ruhu acı çeker!" dedi, Zorba (...)
"Patron! Taşların, çiçeklerin, yağmurun söylediklerini bir bilseydik. Belki bağırıyorlardır... Bağırıyorlardır bize de, işitmiyoruzdur. Na işte tıpkı bağırdığımız halde onların da bizi duymadığı gibi. Dünyanın kulakları ne zaman açılacak, Patron? Ne zaman gözlerimiz açılacak da göreceğiz? Taşlar, çiçekler, yağmur ve insanlar; kucaklarımızı ne zaman açılıp birbirimize sarılacağız?"
Konfüçyüs der ki: " Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Ama mutluluk insanın boyu hizasındadır."
Doğru! Yani ne kadar insan varsa o kadar da mutluluk vardır.
''İnsanlar arasında farklı tiplerin tanımlanması, insanların gerçekte
ne kadar farklı olduğuna dikkat çekebilir. Bunun farkında
değilsek, kolayca diğer insanların da kendimiz gibi olduğunu
sanabiliriz. Onlar aynı durumda bizim yapacağımız şeyden başka
bir şey yaptığında, ters giden bir şey olduğunu düşünebiliriz.
İnsanlar arasında farklı tipler olduğunun farkına varmadan
önce, insanların enerji dolu olduklarını ve hızlı yaşadıklarını,
farkına varmak istemedikleri bir şeyler olduğunu düşünürdüm.
Bir şeylerden kaçtıklarını sanırdım. Şimdi onların benden çok
farklı olduklarını anlıyorum.
Kişilik özelliklerindeki farklılıkların ayrımında olmayan dışa
dönük kişiler, içe dönük olanların çekingen olduğunu, başkalarıyla
ilgilenmediğini, bencil olduklarını ve zamanları konusunda
cimri olduğunu sanır. İçe dönük kişi, bir akşamı dışa dönük
eşiyle birlikte geçirmek yerine yalnız oturmayı tercih ederse,
eşi kolayca bir şeylerin ters gittiği hissine kapılabilir. Çünkü
uzunca bir süre yalnız kalmanın hoş bir şey olduğunu kesinlikle
düşünemez. Farklı kişilik tipleri olduğunun farkında olmak,
birçok çiftin birbirini daha iyi anlamasına yardımcı olur.''
''Aşırı duyarlı kişilerin %70'i içe dönükken %30'u dışa dönüktür.(...)İçe dönük olmak bugün neredeyse bir hakaret gibi görülür.
İnsanlar bu sözü içine kapanık, başka insanlarla ilgilenmeyen,
bunun yerine yalnız başına oturan ve göbeğini kaşıyan ya da
bilgisayarın başından kalkmayan insanlarla özdeşleştirir.
Jung'a göre içe
''Aşırı duyarlı kişilerin çoğu iyice düşünülmüş bir strateji kullanırlar.
Genelde gerilim yaşamak yerine güvende olmayı tercih
ederler ve alışıldık şeyler onları daha rahat ettirir. Yine de bazı
aşırı duyarlı kişiler maceracı olabilir ve keşif yapmaktan hoşlanabilir.
Hem kolayca sıkılabilen hem de kolayca aşırı uyarılabilen
bir kişiyseniz muhtemelen yenilik arayan aşırı duyarlı bir kişisiniz.
Bu durumda dengeyi bulmak gerçekten zorlayıcı olabilir.
Yenilik arayan aşırı duyarlı bir kişi olarak, tekrarlardan sıkılırsınız
ve çok fazla rutin olduğunda huzursuz olursunuz.
Buna karşın daha heyecan verici deneyimlerin peşinde koşarsınız.
Genelde seyahat etmeyi seversiniz; özellikle de daha önce
gitmediğiniz yerlere gitmek istersiniz.''