Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilan Yiğitoğlu

Dilan Yiğitoğlu
@dilanyigitogluu
Dokuz Eylül Üniversitesi
16 Nisan
95 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Bu daha çok, bir tercihti. İstesem, konuşabilir hatta hiç susmayabilirdim ama kendimi anlatmak artık ilginç gelmiyordu. Hem daha kaç kez anlatacaktım ki kendimi? Miting üstüne miting yapan bir politikacı ya da günde bin kez aynı cümlelerle dilenen bir çocuk gibi, daha kaç kez aynı şeyleri söylemek üzere, dudaklarımı aralayacaktım?
Sayfa 274Kitabı okudu
Reklam
Bir insanın aklı bile ona ihanet etmenin peşindeyse, bu dünyada güvenilecek ne kalmıştı? Başkalarının akılları mı? Asla!
Sayfa 206Kitabı okudu
Oysa gerçek hayat, insan algısının dışına düşen her şeydi!
Sayfa 186Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyanın zeminindeydim ve her şeyin farkındaydım.
Sayfa 176Kitabı okudu
Lider yalanlar söyleyerek yönettiğini sanıyor, halk uyduğu kanunların kendi iyiliği için konduğuna inanıyor, ülkedeki tek yayın organı olan radyonun spikeri de her şeyi görüyor, ancak deli taklidi yapıyordu!
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Ortada, ne için seçtiklerini bilmedikleri biri vardı. Ama destekledikleri aday seçilmediği için, o birine karşı, durup dururken öfke duymaya başlamış başkaları da vardı. Demokrasinin ilk evrelerini yaşıyorlardı. Seçime inanıyor, ancak kendi adayları kazanmadığı sürece sonucuna güvenmiyorlardı.
Sayfa 130Kitabı okudu
Ne de olsa politika, insan bedenine giren yabancı bir madde gibiydi. Platin bir çubuk kadar yapaydı. Toplumdaki işbölümünün doğal olarak gelişmesinin önündeki en büyük engeldi. İnsan doğasına aykırıydı. Ama zaten insan da doğaya aykırıydı.
Sayfa 131Kitabı okudu
Ne de olsa, insanoğlunun onur meselesi haline getirebileceği pek bir şeyi de kalmamıştı.
Sayfa 124Kitabı okudu
Gittiğim yere kimse geç kalmıyordu. İstese de kalamıyordu. Çünkü nereye gideceğini bilen için geç kalmak yoktu.
Sayfa 115Kitabı okudu
Bir işe başlamak, bitirmenin yarısı, derler ya. Doğmak da öyle işte. Ölmenin yarısı.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Çok doğru :)
Eğer gerçekten bir hayat yaşamak istiyorsan, gerçekten de bir amacın olsun istiyorsan, önce ölüm korkusunu atacaksın üstünden! Doğar doğmaz eline tutuşturdukları o ölüm korkusu denilen, hayatın, o yanında bedavadan verdikleri anlamı var ya, işte önce onu fırlatıp atacaksın! Ancak o zaman, özgür olursun! Ancak o zaman, gidip de hayatının gerçek anlamını bulursun!
Sayfa 114Kitabı okudu
Her şey bir inat meselesi. Özellikle de yaşamak.
Sayfa 113Kitabı okudu
İnsanın, yalnızca içine doğduğu dünyaya değil, kendine alışması için de bir süre gerekiyordu.
Yeryüzündeki bölgeler arası gelir dengesi, ayla dünya arasındaki birinde hayat yok, diğerinde var endeksine yaklaşmaya başladı.
Unutulması gerekip de unutulamayanlar; katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş… Her doğan yeni bir güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak kadar unutmak… Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş…
555 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.