Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Esra...⚘⸙

Esra...⚘⸙
@dipdirimeyyit
● Her lisân bir insan ise Her kitap da o insanın bakış açılarını geliştiren bir pencere olur. Saatlerimiz nihâyete ermeden, pencerelerinizi çoğaltmaya bakın.
Sabitlenmiş gönderi
İçinde bulunduğu andan başka sermayesi yoktur insanın.
Reklam
Esra...⚘⸙ tekrar paylaştı.
📌 "Aslında hiç kimse kitap okumaz. Kitap aracılığıyla kendini okur." youtu.be/O04_SXPuIv4?si=...
Esra...⚘⸙ tekrar paylaştı.
"Yarın değil, bugün. Sonra değil, şimdi. Bir ara değil, hemen."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
En büyük erteleme tezim çürütüldü şu an :)
Pek çok insan elindeki işi gereksiz yere ertelemesine bahane olarak baskı altındayken daha iyi çalışmasını gösterse de, aslında bu tutum harekete geçmeye niyetlenip de geçemediğimiz durum­da hissettiğimiz huzursuzluğu mantığa bürüyüşümüzün apaçık bir örneği olarak yukarıda sıralanan kategorilere giriyor. Dillerden düşmeyen bu sözün daha doğru ifade edilmiş hali şu olabilir: "Yalnızca baskı altındayken çalışabiliyorum." Peki neden? Bunun sebebi büyük ihtimalle, elimizdeki işe motive olmamız gerektiği yönündeki yanlış inan­cımız. Sorumluluğumuz altındaki bir işi yapmak içimizden gel­mediğinde bir kenara bırakıveriyoruz; ta ki işi yapmamızı gerek­tiren dışsal zaman baskısı bizi eyleme geçmeye sevk edene dek.
Erteleme huzursuzluğu...
Uyumsuzluk insanın keyfini kaçırır, bu olumsuz durumun yükünden hemen kurtulmak isteriz. Bir eylemde bulunmaya ni­yetlendiğimizde, ulaşmak için harekete geçmeyi tasarladığımız bir hedefimiz olduğunda, fakat yine de kılımızı kıpırdatmadığımızda (yani sonunda keyfimizin kaçacağını bile bile, isteyerek ve bir hayli mantıkızca ertelemeyi tercih ettiğimizde) bu uyumsuz­luğu yaşarız. Savsaklama davranışı yüzünden ödediğimiz bedel­lerden biri de işte bu durumun yol açtığı huzursuzluktur.
Reklam
Örneğin herhangi bir işi kusursuzca yerine getiremeyeceğimizden korkuyorsak ve benlik değerimizi sergile­yeceğimiz performansın mükemmel olup olmaması belirleyecek­se eğer, özsaygımızı korumak adına muhtemelen bu işten kaçını­rız ve böylece savsaklamaya başlarız.
Bir kimsenin kendisi için yarattığı bahaneler, esasında o kişinin kendini sabote etmesidir.
"En iyisi bunu şimdi değil de yarın yapayım," düşün­cesine sürüklenmemize yol açan yanılgıyla baş edebilmek için önerdiğim stratejinin esası, bunun insan oluşumuzdan kaynaklı ortak bir sorun olduğunu idrak etmemizde yatıyor. Gelecekte na­sıl hissedeceğimizi tahmin etmede pek başarılı değiliz. Gelecekle ilgili tahminlerimizde aşırı iyimseriz ve ertesi gün olduğunda bu iyimserliğimizin yerinde yeller esiyor. Moralimiz bozulduğun­daysa kendimizi önceki bölümün başında anlattığım vaziyette, yani iyi hissetmenin cazibesine kapılmış halde buluyoruz. Böyle­ce elimizdeki işi savsaklamaya başlıyoruz.
Harekete geçmek için illa motive olmamızın ne gerekli ne de yeterli koşul olduğunu idrak ederek, kişisel hedeflerimizi kolayca hatırlayabilir ve hemen işe koyulabiliriz. İlerleme kaydettikçe kendimizi daha iyi hissedecek ve önümüze koyduğumuz hedeflere doğru daha büyük adımlar atacağız.
Um­duğumuz değil, içinde bulunduğumuz durumla yüzleşip yapma­mız gereken şey her neyse onu yine de yapabiliriz.
Reklam
Önümüze koyduğumuz hedefe giden yolda en sık düştüğümüz tuzaklardan biri budur: Bir işi yapmak için illa canımızın istemesi gerektiğine inanırız. Böyle bir şey yok. Ve hayatımızdaki pek çok sorumluluk için geçerli olduğu gibi, bunu da canımız istemeye­cek, hem de hiç! Mesele şu ki harekete geçmemiz için illa yapma­mız gereken şeye motive olmamız gerekmiyor. Bir şeyi içimizden gelmese de yapabiliriz.
Mutluluk, insanın önüne koy­ duğu hedefler uğruna verdiği çabada yatar.
Aslında filozofların da, psikologların da bıkmadan usanmadan söyledikleri şey aynı: Mutluluk, insanın önüne koy­ duğu hedefler uğruna verdiği çabada yatar. Özel olarak şu veya bu başarıyı elde etmemiz gerekmiyor; bütün mesele, hayatta bize anlamlı gelen bir şeyin peşinden gitmeye, onun için uğraş vermeye kendimizi adamamız.
10bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.