Gözdeeee
@doctorofbooks
Tıbbiyeli
Sadece en sevdiğim alıntılar...
64 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
“Köpekler sizi daima bekler.”
Herkese selam ️
Bugün size gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız one shot bir manga önerisiyle geldim. Bu kısacık hikayede bir babayla köpeğin içimizi ısıtan dostluğunu okuyoruz. Ben okurken bir kez daha köpeklerin sadakatini iliklerime kadar hissettim. Kitabın son sayfasını kapattığımda uzun süre aklımda yer edeceğini anladım.
Mangaya yeni başlayacaklara, uzun serilerden gözü korkanlara ve en çok da benim gibi köpekleri sevenlere yegane manga önerim Yıldız Bekçisi Köpek’tir. Bana güvenin, asla pişman olmayacaksınız
Bir adam, aile bağlarının zayıflaması üzerine her şeyden ve herkesten uzaklaşmak üzere bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta onu yalnız bırakmayacak tek varlık köpeği Happy’dir. Happy ve “babası"nın keyifle başlayan yolculuğu, Kyosuke’nin bilinmeyene doğru çıktığı bir maceraya dönüşecektir.
“İnsanlar sık sık üzgün oldukları için suçu bir şeylere atarlar. Böylece duygusal açıdan kendilerini rahatlatırlar.”
“Macera dolu bir hayat, tutkulu bir aşk, heyecan dolu günler...Benim için hepsi kitapların içinde.”
"Keşke onu korkmadan daha çok sevebilseydim."
Yıldız Bekçisi Köpek 
Takashi Murakami
Okur Takip Önerileri
"Gittikçe daha da sıkılıyordum. Nihayetinde canımı almaya karar verdim. Bir akşam, etrafta kimsenin olmadığı bir vakit, karanlılıkla denize daldım. Ancak ayağımın güverteden ayrıldığı ve gemiyle bağlantım koptuğu an, hemen canımın kıymetini fark ettim. Kalbimin derinliklerinden keşke vazgeçseydim, diye düşündüm. Lakin çok geçti."
Sayfa 69Kitabı okudu
SAKIN YALAN SÖYLEME
"Annem hep, iki kişinin sır saklamasının tek yolu birinin ölü olmasıdır, der."
Bir oturuşta okuyup bitirdiğim ve çoktan 2024 favorilerime girmiş olan bu kitabı yorumlamak çok zor. Çünkü ne kadar yazsam da kitabın gerilimini anlatmam mümkün olmayacak ve içinden çok fazla detay verip heyecanını kaçırmak da istemiyorum. O yüzden yorumuma geçmeden önce BU KİTABI MUTLAKA OKUYUN demek istiyorum.
Yeni evli olan çiftimiz Tricia ve Ethan kendilerine yeni bir ev almak için emlakçının onlara verdiği adrese giderler ve o sırada şiddetli bir kar fırtınası başladığı için geceyi o evde geçirmeye karar verirler. Evi gezerken o evin dört sene önce sırra kadem basan psikiyatrist Adrienne Hale’in evi olduğunu anlarlar. Bu andan itibaren de Tricia evde değişik olaylar hissetmeye başlar. Tricia vakit geçirmek için bir kitap ararken Dr. Hale’in hastalarıyla yaptığı görüşmelerin kasetlerini bulur ve Dr. Hale’in nereye kaybolduğunu ortaya çıkarabilecek bir ipucu bulabileceğini düşünerek merakına yenip düşüp kasetleri dinlemeye başlar. Her kasetle birlikte korkunç gerçekler ve sırlar öğrenen Tricia son kasette gerçeğe ulaşır.
Yazarın çok sevilen Hizmetçi serisinden önce bu kitabını okumak istemiştim ve çok doğru bir karar verdiğimi fark ettim. Ters köşelerle dolu müthiş bir gerilim kitabıydı. Birkaç şeyi tahmin etmeme rağmen sonu beni dehşete düşürdü. Önerilerime güvenenlere şiddetle tavsiye ediyorum. 
Sakın Yalan Söyleme 
Freida McFadden
“Bu gençler, hiçbir şeyi açık açık söyleyemiyorlar. Özellikle de gerçek duygularını bir gülümseme ardına gizliyorlar.”
Herkese selam! Son zamanlarda özellikle sosyal medyayı kasıp kavuran Osamu Dazai’nin bir kitabının yorumuyla geldim. Birçoğunuz yazarı ‘İnsanlığımı Yitirirken’ eseriyle tanıyor olabilir. Osamu Dazai Soytarı Çiçekleri’ni İnsanlığımı Yitirirken’den yaklaşık 13 sene önce yazmış. Baktığımızda ikisinin de ana karakterinin Yozo Oba olduğunu görebiliriz ve yine aynı şekilde ikisi de otobiyografik izler taşıyor. Yazar bu kitapta sinema ve tiyatrodan aşina olduğumuz dördüncü duvarı yıkmak tekniğini kullanmış. Ara ara hikayenin ortasında durup yazılarını eleştirmiş, okurla sohbet etmiş. Kimileri bu durumu beğense de bana pek hitap eden bir teknik değil. Asıl hikayeden koptuğumu hissettiriyor. Dazai bu eserinde sevgilisi Sono’yla birlikte denize atlayarak intihar eden ama sevgilisi ölüp kendisi kurtulan Yozo Oba’nın yaklaşık dört gününü kaleme almış. Bir balıkçı teknesi sayesinde kurtulup hastaneye yatan Yozo’nun ailesiyle, arkadaşlarıyla, hastane çalışanlarıyla arasında olanları okuyoruz bu dört günde. Yozo’nun ruh halini, geçmişini sorgulayışını görüyoruz. Arka kapak yazısını okuduktan sonra bu kitap için beklentim daha farklıydı ama yine de beğendim. Soytarı Çiçekleri’nden sonra İnsanlığımı Yitirirken kitabının daha anlamlı geldiğini söyledikleri için ben de öyle yapmayı planlıyorum. Dazai’nin dilini seviyorsanız, Japon klasiklerine ilginiz varsa tavsiye ederim. 
Soytarı Çiçekleri
