Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri
Salt yadsımak için sevmiyorduk
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz
Ne iyiydik ne kötüydük
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa
Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı
youtu.be/20QC9izggeA
Gece yarısı. Son otobüs.
Biletçi kesti bileti.
Beni ne bir kara haber bekliyor evde,
ne rakı ziyafeti.
Beni ayrılık bekliyor.
Yürüyorum ayrılığa korkusuz ve kedersiz.
-Nazım Hikmet
Özlü'nün kitabını tamamen şans eseri almıştım. Ve okuduğum andan itibaren tarif edemeyeceğim hisler büyüttüm kendisine karşı. Zaman zaman sevdiği yazarların anılarını hissetmek adına doğduğu, büyüdüğü hatta öldüğü yerlere adım atması ve onları hissetmesi, zaman zaman da ölüm hakkında -ölümle göz göze gelmiş iken- kurduğu cümleler ile beni tamamen kendisine çekti. Ve bu kitapta onun tamamen bambaşka -aslında bir bakıma da aynı- bir yanıyla karşılaştım. Erbil'e olan o muazzam bağlılığı dostluklarımı sorgulamaya kadar da itiyor idi beni. Tezer benim için edebiyatın lirik anti-prensesi olarak kalacağı için pek objektif olamayacağım sanırım.
Sevgili Tezer'ciğim. Öpüyorum gözlerinden özlemle.