"Sen hiç aşık olmadın mı? diye sordum merakla.
Hafifçe gülümsedi. "Ya bir kere çok seversin ya da hiç sevmezsin Juliet. Ayrıca 'daha önce' kendimden daha çok seveceğim kimseyi tanımamıştım."
Kaşlarımı çattım. "Daha önce?"
Bana baktı. Gece gözlerinin mavisini saklarken, "Senden önce," diye cevap verdi sessizce.
"Bu elle tutulamayan, bu korkunç sorumluluk durumunu bütün yönleriyle yüklenen biri olacağım yerde, sözgelişi odandaki, o her zaman seni görebilen mutlu dolap olsam, ne iyi olurdu."
"Ellerime, gözlerime, zavallı kalbime nasıl anlatayım burada olmanın mutluluğunu? Benim olmanın? Oysa tutkunluğum sana değil, senin sağladığın yaşamımı seviyorum."