Neyse, çok düşündüm ve hayatımı senin üstünden ikiye ayırmam gerektiğini anladım:
1. Sana benzemekten ölesiye korktuğum dönem.
2. Senin kopyan olduğumu anlayıp, bununla başa çıkmaya çalıştığım dönem.
İyi misin baba dokunuşu. İyiyim kızım. Herkes ne kadar iyiyse o kadar iyi, ne kadar kötüyse o kadar kötü. Hata larım var elbet, yanlışlarım; nedenini bilmediğim bilmeye çaba harcamadığım tuhaflıklarım...
Bir süre hiç konuşmadan durduk öyle. O, on dakikalık gecikme süresinde dünyaya, birbirimize ve en önemlisi kendimize sabredebilmenin sınavını verdik...