‘Emre
@ehlenvesehlenn
Ankara
Ankara
46 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Bir hakikat hiç değişmiyor.
Hak ile meşgul olmayınca, batıl insanı işgal ediyor ..
Üç şeye güveniyoruz,
Geçmişimiz için Allah'ın rahmetine,
Şu an için Allah'ın yardımına,
Gelecek için Allah'ın vââdine.
Semih TURHAN
Okur Takip Önerileri
Göğsümde sensizlik diye bir mevsim varmış..
Bana baharı getirince anladım …
Çokta bizi düşündüklerinden değil yani ;
Bir ahlâkî duruş olan muhafazakârlıkla partilerin iktidar aracı olarak kullandıkları siyasî muhafazakârlık birbirine çok uzak dünyalar. Siyasî muhafazakârlık aile, gelenek ve din gibi kurumları sömürerek muhafazakâr değerleri oya dönüştürür.
Mümtaz’er Türköne
İlişkiler ;
İnsan ilişkilerin de 3 yanlış 1 doğruyu götürmez. 3 kişiden gördüğün kötülük için “zaten insanlar hep böyledirler” diyemeyiz. Nereden biliyoruz 4. kişi doğru kişi olacak belkide ?
Hayat bu herkes bir mücadelenin derdi ile yaşıyor.
“Sen sadık olmaya bak. O vakit sadakatli doğrular seni bulacaktır.”
Mahremiyetin bir kutsallığı var.
Saklı olan, paylaşılmayan, değerli olandır; hayat gibi. Kierkegaard : "hayatını saklayan güzel yaşıyordur" der. Güzel olan cevherdir, saklanır. Herkesin beğenisine sunulan hayat ise taşı yaldız ile boyayıp parlatmaya benzer.
Cihan Çetinkaya
Sallandık .. Ama yeterince sarsılmadık !
Ölü yaşayanlar olmamız gerekirken yaşayan ölüleriz. Ölümü unutmuş, Allah’ın kudretine burun kıvırmış, kendisine gereğinden fazla anlam yükleyen tipler olduk. Yeniden banka hesabımıza, takım elbisemize, ünvanımıza çok anlam yüklemeye başladık.
Deprem bizi kendimize getirmeliydi…
Gönül dilinden. Akıl anlamaz. Gönül ehlinin akılla işi olmaz.
Muhammed Sâqî Elhuse
Nerden/ Nereye
Hazret-i Ebu Bekir Efendimiz kendisine getirilen sütü içti. Sonra helalden olmadığını anlayınca, parmağını boğazına sokarak kay etti, çıkardı. O kadar zahmetle çıkardı ki, yanındakiler ölüyor sandılar. Ve şöyle dedi;
Ya Rabbi! Elimden geleni yaptım. Midemde ve damarlarımda kalan zerrelerden sana sığınırım!”
Hazret-i Ömer Efendimz de Beyt-ül mâla ait zekât develerinin sütünden, yanlışlıkla verilip içtiği zaman, böyle yapmıştı. Abdullah bin Ömer hazretleri buyurdu ki:
“Kambur oluncaya kadar namaz kılsanız ve kıl gibi oluncaya kadar oruç tutsanız, haramdan kaçınmadıkça, kabul edilmez, faydası olmaz."
Eskiden yanlışlara üzülürdük.
Şimdi doğrulara sevinir olduk.
Olması gerekenleri bir farklılık olarak atfettik.
Allah’a intisabın bize kazandırdığı izzetin ötesinde başkalarından alacağımız bir izzet, bir şeref, bir paye yoktur !
Kulluk bize yeter!
Günümüzün derbeder nesillerinin pek çoğu Allah’a dil beste olmadıklarından, bel bağlayamadıklarından Allah’a intisabın izzetine doyamadıklarından dolayı tatmin edilememiş.
Doyamadıklarından dolayı makamın kulları vardır, mansıbın kulları vardır, şehvetin kulları vardır, kaprislerin kulları vardır, yemenin-içmenin kulları vardır ve bütün hayatları bu dar daire içerisinde cereyan edip durmaktadır. Bütün bu kulluklardan kurtulmanın tek yolu sadece ve sadece Allah’a kul olma ve kurtulma…
Hıçkıralım…
Arşı azam ihtisasa gelsin, sarsılsın arşı azam. Şehidlere sarsıldığı gibi, resulün vefatına sarsıldığı gibi…
Derdimiz delikanlının derdinden daha ileri, hicranımız Yakub’un hicranından daha ileri, ızdırabımız Yusuf’un ızdırabından daha ileri…
Hz.Eyyubdan daha yaralıyız!
– – –
ALLAH Mübarek gecelerimizi hakkımızda sebeb-i mağfiret eylesin.
Bir şeyden eminim ..
Müslümanlar olarak birbirimizden emin değiliz !