Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Necip Fazıl Kısakürek - Beklenen Şiirinin Hikâyesi - Şairin Kendi Kaleminden
Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç. Tribünsüz minik bir salon.. Seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar.. Delikanlı bu tatlı bu güzel bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi
. Şu anda; Biri seninle gurur duyuyor. Biri seni düşünüyor. Biri senin için endişeleniyor. Biri seninle konuşmak istiyor. Biri senin iyi olduğunu umuyor.
Reklam
Sevmek bu kadar basit mi??
Bakın sevmek öyle cümlelerde filmlerde gördüğünüz gibi bir şey değil. Yani öyle birkaç sevgi mesajı, birkaç gece, birkaç sahiplik fotoğrafları falan öyle değil. Daha farklı. Mesela onu görünce hızlanan kalbiniz, her adımda ona yaklaşma, onu görme hissidir sevmek. O adımları onun için atmaktır. Bir sokak arasında elini tutmak, sarmaş dolaş
“Ne güzeldir yaşamın henüz neresinde olduğunu bilmezken, yaz mı kış mı bilmezken, yanaklardan yaşlar süzülerek o yaşlarla kendini ömür boyu sulayacak sarnıcı doldurmak, biriktirmek. Ne güzeldir o hapishanenin bahçesinde çiçek yetiştirmek ve dünyanın omuz omuza sımsıkı doluluğunu yapayalnızken hissetmek. Ne güzeldir hiç beklemeden yirmi yıl beklemek ve kendine mahcubiyetle elini uzatmak. Ne güzeldir unutulmak ve kendini unutmak. Ne güzeldir kendini sevmek için değil görüp duyduklarınla hatırlamak. Mor salkımlar, bal çiçekleri, taş yosunları, kertenkeleler ile bir dili konuşmak. Ne güzeldir suçsuzken ağlamak, yol görmeden yürümek, uçup gitmiş ipek böceği kozalarını biriktirmek, ipeğe ve kaynamaya inanmamak, mercanköşk dalına yaslanarak ama eğmeden yaşamak. Okunan ve içeriyi kanatarak yol alan her dizeye rağmen dışarıya tebessüm etmek, şairin acısını dindirmek, etraf bütün duyulana bîgâne iken içeride kazına kazına yol açan her dize ve düşünceyi ağrıya rağmen ele vermeden içinde tutmak, onlarla, çevrenin uğultusuna karşı gitgide sessizleşen bir içeri ile yaşamak.”
Şule Gürbüz
Şule Gürbüz
Öyle miymiş?
Öyle miymiş?
Mart Ayı Hikaye Etkinliği
TERS ORANTI Müezzin Allahu Ekber dedi, kadın gözlerini açtı. Üzerindeki yorganı atıp, hafifçe doğruldu. Boğuk karanlıkta dün gece çıkardığı basma eteğini, el yordamıyla bulup üzerine geçirdi. Oyalı yemenisini başına takarken tuhaf bir hafifleme hissetti. Aylardır yaşadığı ağırlık uçup gitmişti sanki. Elleriyle vücudunu yokladı, buradaydı.
Bakın sevmek öyle cümlelerde filmlerde gördüğünüz gibi bir şey değil. Yani öyle birkaç sevgi mesajı, birkaç gece, birkaç sahiplik fotoğrafları falan öyle değil. Daha farklı. Mesela onu görünce hızlanan kalbiniz, her adımda ona yaklaşma, onu görme hissidir sevmek. O adımları onun için atmaktır. Bir sokak arasında elini tutmak, sarmaş dolaş olmak
Reklam
Acıdan Doğar İnsan - Temmuz Ayı Hikaye Yazma Etkinliği
Kendinizden bir şeyler bulacağınızı düşündüğüm ikinci hikayem ile sizlerleyim.. İlk Hikayem--> #30131366 “Acıdan Doğar İnsan” Bir yıl önce… Gözlerini açmaya çalıştığında biraz sızladığını hissetti. Elini yanağına götürdü, yüzünde pütürlü bir şeyler olduğunu hissetti. Sanki denize girmiş ve kızgın güneşin kor alevinde deniz suyu
Dün öğleden sonra saat 2 gibi denize girmek için arkadaşlarımla yurttan çıktık. Tacik, Kırgız, Kosovalı ve ben (Hintli) uluslararası bir ekip oluşturduk. Otobüse binip Kumkapı sahile doğru yola revan olduk/yola koyulduk. Ben otobüste arkaya doğru, sondan bir önce sol taraftaki koltukta oturuyordum, yanımda arkadaşım da vardı. Karşımızda 50'li
Platon 7. Mektup
YEDİNCİ MEKTUP Platon'dan Dion'un akraba ve dostlarına. İyilikler, Sizin de Dion gibi düşündüğünüze inanmam gerektiğini; eylem ve sözlerimle size, elimden geldiğince yardım etmemi istediğinizi yazıyorsunuz. Şu yanıtı veririm: görüş ve istekleriniz gerçekten Dion'unkiler gibiyse, çabalarımı sizinkilerle birleştirmeye hazırım; değilse, uzun
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.