Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sınırlanan yiyecekler, kutsal dünyanın "saflığını bozan" yiyeceklerdir. Hatta bunlar, cennetteki elma gibi, şeytani yiyeceklerdir: Görünüşleri güzel ama insanı alçaltan, kutsal olana yabancılaştıran yemişler.
“Yalnızlığında büyük bir kalabalık kımıldanıyor, Elma tek görünse de, Dalından koptuğu an, Yere düştüğünde bin.”
Sayfa 88 - İş Bankası Kültür Yayınları / Gözlüklü Hamdi’nin Notları IIKitabı okudu
Reklam
Gök hakikaten yarılır .
Sayfa 234 - Venedik yayınlarıKitabı okudu
Taze ekinleri yalanmış buzağıyla çeviren fırtına ,ana şefkatiyle doğrulur ve dağlara koşar . İki dağ arasında koşar bir soluk getirir. Bir soluk , bir su . Taşır da taşır .
Sayfa 234 - Venedik yayınlarıKitabı okudu
"Çalışkan bir işçi diye düşündüm, zamanla yatışır, durulur, içindeki kötülükler gider sandım.İyilikle, sevgiyle yüreğini yumuşatmaya , hırçınlığını gidermeye çalıştım. Nerde onda o ruh! O anlayış! At da çok çalışır,ama insan her şeyden önce bir insan olmalıdır.Ancak o zaman yaptığı işten işten mutluluk duyar,ancak o zaman yaptıklarının bir anlamı olur."
Sayfa 116 - Ötüken
Anlaşılan savaşlı, göçlü masallarda zayıf olanın nasibine gökten elma değil, ölüm ve acı düşüyor.
Sayfa 216 - Alfa KitapKitabı okudu
Reklam
"Ama artık yağmurdan kaçmama hiç gerek kalmamıştı. Sırıl sıklam olmuştum nasıl olsa, yağmur iliklerime kadar işlemişti."
Sayfa 104 - Ötüken
"...Ama , insanların birbirleriyle konuşmalarını nasıl yasaklarsınız? Karşısındakinin nasıl bir insan olduğunu kendisi anlamalı."
Sayfa 103 - Ötüken
" Bu kavgada ben, hak için, gerçek için dövüşmek gerektiğini anlamıştım. Sizi dövenle dövüşmenin bir görev olduğunu anlamıştım.İşte benim zaferim de bu idi."
Sayfa 99 - Ötüken
Reklam
"-Aman tanrım,onun var ya da yok olmasından kime ne ? Kimin ihtiyacı var onun kim olduğunu bilmeye? -Kendisinin ! Kendisi kim olduğunu bilecek ya ! En önemlisi budur işte! Kendisinden kaçamaz! "
Sayfa 41 - Ötüken
"Kuşku yok ki her insanın ruhu güzelliklere susar ve besbelli ki onun yapısı böyledir.Ama çok defa, susadığı bu güzelliği korumaz,hatta bazen farkına bile varmaz."
Sayfa 13 - Ötüken
"İnsan kalbi böyledir: Onu kolayca dondurabilirsiniz ,ama çok zor eritir, çok zor ısıtırsınız.Bazen hiç çözemeyiz o buzu."
Sayfa 12 - Ötüken
Soğuk espri :) Hadi bildiğiniz soğuk bir espri yazın
Ali Şekip elmasını soymuştu, bozmayarak, sakatlamayarakçıkarmayı başardığı kabuğu karşıda şaireynin arasına fırlattı: - Raci! Seni çatlattım! dedi. ............. ........... İkisi de onun şakasını anlamamıştı.Uzaktan olayı izleyen kısa, kuru çocuk -Saip- yanlarına yaklaştı, yere düşen elma kabuğunu bir ucundan tutarak gösterdi, nükteyi açıkladı, onun demesine göre meyvelerin kabukları öyle tastamam soyulursa şeytan çatlarmış! O, Ali Şekip'in şakasını pek parlak buluyor, kırık kırık çirkin bir sinirli kahkaha ile gülüyordu. Şaireyn bundan zevk alamadılar, Raci: - Puf!.. dedi. Soğuk!. Sıfırın altında 30!. .. Şunu Mir'at-ı Şuun'un bir sayfasında imza koymadan yayımiasalar herkes Ali Şekip'in olduğuna yemin ederdi.
Sayfa 3 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Selma'ya ait bir hâtıram sonra sonra beni yakacak hale geldi: Büyükbabamdan kıpkızıl bir lira çeyreği kopardığım bir gün, onu Selma'ya göstermiştim. Yavrucağın elinde, hafifçe ısırılmış, mini mini dişlerinin izini taşıyan bir elma vardı. Lira çeyreği o kadar hoşuna gitmişti ki, o ebediyen mahzun, yahut hüzün ebediyetiyle dolu gözlerini bana dikmişti de: - Ağabey, demişti; bu elmayı sana vereyim de o parayı bana ver! Biraz ısırdım ama, ziyanı yok, değil mi? Pırıltılı lira çeyreğini vermiş, fakat elmayı da almak gibi bir gaflete düşmüştüm. Sonra sonra dövündüğümü hatırlıyorum: - Ah, niçin lira çeyreğini verdim de, hafifçe ısırılmış elmayı kendinde bırakmadım? Niçin «O da senin olsun!» diyemedim. Hayatımın ilk büyük vicdan azabı budur.
Sayfa 34 - Büyük Doğu Yayınları, Selma 6 yaşında ölmüştür.Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.