Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

emin

emin
@eminka
"Güneşin altında yeni bir şey yok." Bkz: 17. Söz'ün Birinci ve İkinci Levhaları
İstanbul
Mesudiye, 29 Ekim
87 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
Bir rüya
*** Bir yasa teklifim var sayın başkan: Hudutları kaldıralım! Ne o, şaşırdınız bakıyorum. "Hudutları kaldırırsak hudut karakollarında nöbet tutan, görev yapan yüzlerce asker ne olacak?" diye düşünüyorsunuz değil mi? Onu da düşündüm merak etmeyin. Hayatı boyunca kendisine hiç şiir okunmamış kadınlara şiir okumakla görevlendirelim her
Reklam
Ruha Dokunan Ezgiler
*** Dağlar Devrildiğinde / Cengiz Aytmatov İşte, yine bir yerlerden esmeye başladı rüzgar. Ki bu rüzgar, dünya hayatının her alanında, ruhlarda, düşünce ve duygularda, insan davranışlarında her ne varsa görebilmek adına devriye gezen ve acele eden kaderin ta kendisiydi. Kader, planda olanı tabi ki ertelemiyor, yok saymıyordu. İnsanlar için beklenmedik olan kesişmeler, onun sırlı aynasında gerçek oluveriyordu... Düyno ordundabı? Dünya yerinde mi? Ta çocukuluğundan beri çeşitli vesilelerle köylülerinden sık sık duyduğu bu cümle şimdi durduk yerde aklına geliverdi. Evet, görünüşe bakılırsa dünya da yerindeydi, nerden, nasıl içine düştüğünü bilemediği bu eski okulu da. Hatta işte şu sıra dağlar bile aynıydı. Fakat insanın içindekiler, ruh dünyası tamamen yıkılmış mahvedilmiş olabilirdi. İşte bu yüzden herhangi biri tekrar ve tekrar sorabilirdi: Düyno ordundabı? *** Sözleri Mevlana Celaleddin Rumi'den uyarlanmış 4 dakika 10 saniyelik bir müzik terapisi, "ötelerin müziği" sanki... Arianna Savall'ın güzel sesi, yorumu ve icrasıyla Adoucit La Mélodie: youtu.be/PpP-TU9zZzA
Ruha Dokunan Ezgiler
*** TENTATİON Özdemir Asaf bana yaşadığın şehrin kapılarını aç, sana diyeceklerim söylemekle bitmez. yıllardır yaşamamdan çaldığım zamanlar, adına düğümlendi bana yaşadığın şehrin kapılarını aç, başka şehirleri özleyelim orada seninle. bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar, ikimize yetmez. *** Jordi Savall - Folías de España youtu.be/5Frq7rjEGzs

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İsmail Beliğ'e nazire
*** 🔸Dedim: Gecenin bahtı karanlık Ne bir ışık, ne ümit var. 🔹Dedi: "Seher yola giren âşık, Gece Leyla'da akşamlar."
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
*** "Milletlerin büyük adamları tıpkı bir mercek gibidir. O kendi kişiliğinde milletin gücünü ve özelliklerini toplar, bununla milyonlarca insanın ruhunu tutuşturur. Ancak güneş ışığından yoksun bulutlu havalarda hiçbir mercek bir kar taneceğini eritmeye, bir su damlacığını bile ısıtmaya güç yetiremez." *** Okuduğum bu satırlar, toplumun yetiştirdiği nadir insanlara dair yıllar önce düştüğüm notları hatırlatıyor: "Düşünen insan, zavallı insan... O tarih nehrinin üzerinde süzülen bir yapraktır. Asırlar boyunca insanlığın kendi kendini maruz bıraktığı zulümler, felaketler ve haksızlıkların hepsine şahit olmuş, vicdanında ağırlığını hissetmiştir. Ama elinden hiç bir şey gelmez. Haykırmak isterse sesini keserler, durdurmak isterse saldırırlar, 'yapmayın' diyecek olsa hain ilan ederler. O kendisine yapılan zulümlere ve edilen hakaretlere baştan razıdır. Düşünmesinin, hissetmesinin karşılığı olarak ona düşen, bütün insanlığın yerine de ızdırap çekmektir. Onu, kendisine karşı pek acımasız cellatların eline teslim ederler. Acımasızdırlar, çünkü ondan korkarlar. Çünkü farklı olanın korkunç olduğu bilgisiyle kodlanmışlardır."
Reklam
Sokrates
*** "Kanaatkârlık, doğal zenginlik; lüks ise yapay yoksulluktur."
Ruha Dokunan Ezgiler
*** Bir zaman birbirini çok seven iki genç evlenir. Henüz evliliklerinin daha en tatlı günlerindeyken genç adamın başına beklenmedik bir iş gelir ve suçsuz yere hapse girer. Daha birbirlerine doyamadan, mutluluklarını yaşayamadan ayrı düşerler. Hapis dediysek öyle üç beş yıl değil, dile kolay 20-30 yıl hapis... Eşini çok seven genç kadın bir kez olsun görüş günlerini aksatmaz. Bir görüş, üç görüş, beş görüş derken böyle devam eder... Ama bir gün adam karısına: "Yanımdan hiç ayrılmadın ama artık beni görmeye gelmeni istemiyorum. Daha gençsin, güzelsin, seni benim gibi sevecek birini bulursan, sevebileceğin birini bulursan evlen onunla, bekleme... Ben burdan ya çıkarım ya çıkamam, kendini kurtar. Ama şunu söyleyeyim sana, beklersen diye... Bir gün buradan çıkarsam evimize uğrayacağım. Evimizin önünde bir akasya ağacı var ya hani, sokağımıza gelince o ağaca bakacağım, ağaçta bağlı kırmızı bir eşarp görürsem gelir içeri girerim, bağlı değilse gider, rahatsız etmem seni..." der. Günler, aylar, mevsimler geçer... Adam sonunda kalın duvarların dışındadır. Senelerin yorgunluğuyla ve yıllarca içinde taşıdığı bir umudun inancıyla evlerine doğru yola çıkar. Gelince görür ki, akasya ağacı bağlanan yüzlerce eşarp yüzünden baştan aşağı kırmızıya bürünmüştür... *** Sevda değildi bu Sanki bir düştü Sürecek diyordun sonsuza kadar Takvim yaprağına ayrılık düştü Aramıza girdi bu kara duvar Beni bekledinse Yağmurda karda Beni bekledinse Derin rüzgarda Beni bekledinse Yorgun yıllarda Susuz yüreğimde çiçekler açar *** Ülkü Tamer'in şiiri Onur Akın yorumuyla: youtu.be/HSzYWpo0Y1o
Bağışla / Aziz Nesin
*** Ya zamanından çok erken gelirim Dünyaya geldiğim gibi. Ya zamanından çok geç Seni bu yaşta sevdiğim gibi. Mutluluğa hep geç kalırım Hep erken giderim mutsuzluğa. Ya her şey bitmiştir çoktan, Ya hiçbir şey başlamamış. Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın Ölüme erken, sevgiye geç. Yine gecikmişim bağışla sevgilim, Sevgiye on kala, ölüme beş.
Aşık reyhani
*** Sanma bu dünyanın bir vefası var, Aldatır, oynatır eder ihtiyar. Ağayla hizmetkâr yan yana yatar, Ne asil, ne nesil sorar kara yer.
147 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.