Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emir Kürşat Akdeniz

Emir Kürşat Akdeniz
@emirkursatakdeniz
7 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Reklam
Belki de yeryüzünde yaşama dair en eski izlerin dört milyar yıldan daha eskiye gitmemesi bir rastlantı değildir. Tam da o zamanlardan itibaren göktaşı bombardımanları büyük ölçüde azaldı.
Yerbilimsel incelemeler karbondioksit yoğunluğunun birkaç yüz milyon yıl önce (dinozorların zamanı) çok daha büyük olduğunu gösteriyor. O zamanki ortalama sıcaklıklar şimdiki sıcaklıkların 10 derece üstündeydi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Demek ki, çeşitli yaşam biçimlerinin tohumları gezegenler arasında taşınabiliyormuş. Yeryüzündeki yaşam belki de güneş sisteminin başka bir gezegeninden geliyordur. Belki de Marslılar, bakteri biçiminde çok daha önce gelmişlerdir Dünyamıza. Hatta belki de hepimizin kökeninde "küçük yeşil adamlar" vardır. XIX. yüzyılda ortaya atılmış bir kuramın, uzun zaman saçmalık olarak nitelendikten sonra artık akla uygun görülerek yeniden ortaya çıkışı gerçekten de ilginçtir; evet sözünü ettiğimiz kuram "panspermia" kuramıdır...
Şimdi herkes batma tehlikesiyle karşı karşıya. Üstelik hepsi de farkında bunun. Herkesi kabul etmemeli sala. Peki geçerli ölçütler ne olmalı? Bir yandan tartışma şiddetlenerek devam ederken öte yandan dalgaların arasında sayısız kafa sala doğru ağır ağır yaklaşıyor.
Reklam
İngilizce'de "not in my term of office" (benim görev sürem içinde değil) için kullanılan NIMTOO kısaltması demokrasilerimizdeki politikacıların benimsediği genel tutumu çok iyi gösteriyor: Büyük sorunlarla karşılaştığında sonraki hükümete bırak gitsin.
Ne kötü bir kadere mahkum edilmiş insan türü? Neden etkinliği, uzun vadede doğaya yararlı bir eyleme dönüşemiyor?
Zararlı olduğu kabul edilen hayvanlar yalnızca bizim için zararlıdır; aynı şekilde zararlı olduğu öne sürülen otlar da vardır. Gerçekte, başka birçokları arasında bir türüz biz de, o kadar. Bu arada yok olmalarından bütünüyle sorumlu olduğumuz, sayıları gittikçe artan, yeryüzünden silinmiş türlere bakacak olursak, doğanın dengesine ve yaşam çeşitliliğinin korunmasına zararlı tür nitelemesini, diğer tüm türlerden çok hak eden biz oluruz herhalde.
Başlangıç noktamız tartışılmaz bir gerçek: Enerjiye ihtiyacımız var... Altı(9) milyar insanın mum çağına geri dönmesi düşünülecek şey değil. Bir yandan düğmeye bastığımızda ışığın yanmasını isterken, bir yandan da rüzgar türbinlerine karşı koymak tutarlı bir davranış değil. Enerji taleplerimiz ile çevreci titizliğimiz arasında bir orta yol bulmamız gerek.
Azotun yağmurla yıkanan bir bölümü, nitratlar biçiminde yeraltı su kaynaklarına ulaşır ve bu kaynakları kirletir. Bir başka bölümü yerüstü sularına karışır ve buralarda farklı türde yosunların alabildiğine çoğalmasına yol açar. Bu organizmalar, suda erimiş halde bulunan oksijeni kendi tekellerine alarak diğer bitkileri ve balıkları boğar. Missisipi Deltası, Tunus Körfezi bu olguların en dramatik yaşandığı yerlerdendir, tıpkı Baltık Denizi, Adriyatik Denizi ve Karadeniz gibi.
Reklam
Şimdilik, dikkatimizi çekeceği kesin bir duruma ilişkin bir saptamayla yetinelim; Yeryüzündeki tüm karbon, karbondioksit biçiminde havaya salınırsa, atmosferimiz yüzlerce derece ısınır ve tüm yaşam yok olur. Venüs gözlerimizin önünde bir uyarı gibidir.
Şimdiden Okyanusya'da Vanuatu Adaları'nda birçok adalı -ki hiçbiri genel ısınmadan kesinlikle sorumlu değildir- Avustralya'ya gitmek için vize bekliyor. Onları yerinden yurdundan eden bizim arabalarımız ve ısınma sistemlerimiz...
Arşimet kanunu gereği, buzdağları gibi suda yüzen buzların erimesi denizin seviyesini yükseltmez; dolayısıyla dev bir buz parçasına benzeyen Kuzey Kutbu buzulunun erimesi okyanusların seviyesini yükseltmeyecektir.
Tarımın gelişinden bu yana gezegenimizin orman örtüsünün yarısından fazlasının yok olduğu tahmin ediliyor bugün.
Söz konusu teknikler ancak gaz salımlarının yoğun olduğu yerlerde kullanılabilecek türden. Oysa atmosfere salınan karbondioksitin önemli bir bölümü (%25'inden fazlası) karayolu ulaşımından geliyor. Yani kaynağı dünyanın bütün yollarına dağılmış durumda. Bu miktarın hapsedilmesi olacak şey değil.
İnsanın aptallık ve açgözlülük nedeniyle yok ettiği bütün hayvanların listesi çok kalabalıktır.
Reklam
Dünya, mavi gezegen, on altı ailenin, yokluk içinde yaşayan kırk sekiz ülkeden daha fazla zenginliğe sahip olduğu yer.
...bunları antikacılardan toplamak veya müzayedelerde ele geçirmek avlanmanın verdiğine benzeyen, ama tehlikeden uzak bir heyecan yaşatıyordu bana.
165 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.