Hz. Âişe [r.anh] anlatıyor: "Bazen Resûlullah (s.a.v] ile birlikte onun gittiği seferlere katılırdım. Yine onunla birlikte bir sefere gitmiştim. O zamanlar ben daha genç bir hanımdım. Zayıftım; bedenim daha henüz etlenmemiş, şişmanlamamıştım. Resûlullah [s.a.v] kafiledekilere, Siz ilerleyin, dedi. Kafiledekiler epey ilerleyince Resûl-i Ekrem [s.a.v] bana, haydi gel, yarışalım da seni geçeyim, dedi. Bunun üzerine yarıştık ve ben onu geçtim. Bana hiçbir şey demedi. Aradan zaman geçmiş ve ben biraz şişmanlamıştım. Resûlullah ile yine bir sefere çıkmıştık. Eskiden yaptığımız o yarışmayı unutmuştum. Resûlullah (s.a.v) kafiledekilere, Sizler ilerleyiniz, dedi. Kafile epey ilerleyince Resûlullah (s.a.v) bana, Haydi gel, yarışalım, dedi. Bunun üzerine onunla yarıştım fakat beni geçti. Yarış bitince gülmeye başladı ve Bu, öbür yarışın karşılığıydı, buyurdu!"
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım