Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu şehirden gidiyorum Gömerek geceyi içime Sabahın hüznünü beklemeden Gidiyorum bu şehirden.
Yalnız imkânsızlığı mı anlatır bir bulut Yağmağa hazır bekliyorsa gökyüzünde.
Reklam
Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum Niye bunları bir anda unutamıyorum Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım.
Susmanın kalesine sığınıyorum Önümde karanlıktan duvarlar Sırtımda insan yükü gibi gök var.
Adamın göğe bakmayı unutması bu beni boğacak
Reklam
Ama sen uzaklardaydın ey kalbim Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı Ayın yıldızların çağlayarak Berrak şelaler yaparak Coşku içinde aktığı Bir yerlerdeydi. Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
Bir adam belki de en çok bir rüzgârdır şimdi Sisli yabancı gölge gibi gezgin bir rüzgar Şehri yabancı gibi dolaşıyor Şehrin mabetleri bir bir tükeniyor Başlıyor içinde sonsuz susuzluk Avuçların içi terliyor.
Kalabalık toplanıyor büyük meydanlara - Aşka veda İnsanlar geçiyorlar yollardan - İnanca veda Şehir kapanıyor içine - Toprağa veda Dolaşıyor bir heykelin taştan eli üstlerinde insanların Kuşlar göç ediyorlar bulutlar göç ediyorlar “Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların” - İnsana veda
Duvarlar çıkıyor önüme Şehrin mahpus yüzlü duvarları Hiçbir sır kalmamış ardında hiçbir duvarın Nereye gitti diyorum benim elbisem nerede Şehir soyunmuş diyor biri Şehrin elbisesini çalmışlar Bütün şehir çöküyor yüzünde bir insanın Şehir boğuluyor içinde insanların kan gibi bir sesle Mor bir kâbus çöküyor üstümüze Parkta son ağaç da ölüyor intiharı hatırlatan bir ölümle.
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.