Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ezgi Odabaşı

Ezgi Odabaşı
@ezoizm
19 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
“Kendimden sökemediğim yerlerine yapışıp tam kalmaya çalışmaktan da bıktım. Bundan böyle kolum mu sende kalacak bacağım mı bilmiyorum. Diyetim neyse ödüyorum, olduğum kadarıyla sökülüp gidiyorum Osman.”
Reklam
Sen olsan bu kadar didiklememe kızardın kesin. ‘Bu kadar düşünme allasen, biraz sürüklen’ derdin. ‘Bakalım su seni nereye taşıyacak, bir dur, çırpınma artık’ derdin. Hiç şüphesiz hak verirdim sana ama durmanın, yani öylece durmanın, kendini suyun üzerine sırtüstü bırakmanın hiç de kolay olmadığını bilirdim, denemişliğim ve dibi boylamışlığım çoktu.
Ölüme inanmıyoruz ki, ondan korkalım efendim. Ama bir korktuğumuz olmalı; ihtiyarlıktan, çirkinleşmekten korkuyoruz. Aklı savunuyoruz, ama güzellikten yanayız. Bize uslu olmayı öğrettiler başta.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şimdi buradan bakınca, uzun bir boşluğa yazılmış kısa hikayeler görüyorum sizin orada. El yazısıyla, kahkahayla ve gözyaşıyla. Artık anlıyorum, insan görkemli güzelliğini ölene dek bilemiyor. Ne dünyanın, ne kendisinin. Kalbin terazisi, yitirilmemiş hiçbir şeyin kıymetini hakkıyla ölçemiyor. Oysa bir bilseniz, ah bir bilseniz... Birbirine dokunan elleriniz, bir kitabı aralayan parmaklarınız, şarkı söyleyen dudaklarınız, ince tebessümleriniz, çiçekli sevinçleriniz, heveskar hayalleriniz, kırılgan kalplerinizle siz ve sahilleri döven köpük köpük dalgalarıyla, ardıç ağaçları, ötücü kuşları, şaşkın sincapları, sabah serinlikleri, öğlen güneşleri, akşam rakıları, kırmızı kirazları, revnaklı yıldızları, her defasında da mutlaka sabaha uzanan geceleriyle dünya, ne güzelsiniz. Kahraman, korkak, şefkatli, ahmak, geçici, az sonra eriyecek bir kar tanesi kadar geçici ama ne güzelsiniz... Bir hayatım daha olsa, korkmadan dokunmak için yaşardım onu. Bir keklik beslerdim ellerimle, varsın uçsun sonunda. Bir çiçek büyütürdüm, varsın solsun sonunda. Bir omuz ısıtırdım, varsın gitsin sonunda. Dokunurdum. Ben eriyene dek, o eriyene dek, biz hiçleşip karışıncaya dek bu derin boşluğa, dokunurdum. Ama yok bir hayatım daha. Bir hayatım daha yok. Yok.
İstanbul polisinin bağlı kaldığı kutsal ilkelere göre kentin dar sokaklarında suçlu aramaktansa masum birini avludan serbest bırakmak daha kolaydı.
Reklam
"Mercan, bir alevi kadını, yüz metre öteden, isterse Mercan yoldan geçerken kadın beşinci katta cam siliyor olsun, tanırdı. Yıllardır ağlamış gibi bakardı Alevi kadınlar."