Fazılhan ILDENIZ
@farazeyu
Zeynebin babası
hemşire
önlisans
kozan
kozan, 7 Aralık 1992
149 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Bir kitap okudu
250 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bir kitap okudu
336 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Sefiller'de Cosette'ye yazılan mektuplardan birinde geçtiği şekliyle "Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz."
Sayfa 164Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Bauman'ın ifade ettiği bir diğer durum ise tüketicinin sürekli memnuniyetsiz olması hâlidir. Zira, neoliberal düzen, bir tüketici olarak gördüğü insanın, tüketerek mutluluğu yakalamasını asla istemez, çünkü sistem onun mütemadiyen tüket(ebil)mesi sayesinde mevcudiyetini sürdürür.
Sayfa 154Kitabı okudu
Ali Nesin'in bu meseleye dair şu orijinal yaklaşımı da göz ardı edilmemelidir: "Yoksullar evlatlarını somut olarak eserlerini görebilecekleri mesleklere yönlendirirler. Mühendis olsun köprü yapsın, mimar olsun bina yapsın, doktor olsun hasta iyileştirsin. Somuta inanırlar. Öyle sanat, felsefe, matematik gibi çok teorik ve zihinsel alanlara önem verilmez bizim gibi ülkelerde, hatta aşağılanırlar. Sanat, felsefe, matematik refahın yüksek olduğu ülkelerden çıkar."
Sayfa 142Kitabı okudu
"Bir devlet erdemlilikten ne kadar uzaksa, orda tabip (doktor) ve kadıya (hâkim, avukat, yargıç...) o derece fazla ihtiyaç ve itibar vardır." İbn Bacce. Kitâbü'n-Nefs.
Sayfa 142Kitabı okudu
Japon romancı Yukio Mişima, Denizi Yitiren Denizci'sinde "Okul da toplumun minyatürüdür: Bu yüzden bize boyuna buyruk veriyorlar. Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor."
Sayfa 142Kitabı okudu
Türkiye'de eğitim sisteminden geçmekte olan öğrencilerin ekseriyetinin eğitim serüvenleri sonunda bir kamu çalışanı olmak istemeleri ve doktorluk, hakimlik, avukatlık, mühendislik, pilotluk ve benzeri meslekleri arzulamaları, tam da eğitim sisteminin, sermayenin arzu ettiği tarzda işlediğini ifade eden bir gösterge olarak yorumlanabilir.
Sayfa 142Kitabı okudu
Ye kürküm
Normalde kamusal alanda akademik unvan kullanılmaz, lakin bizim ülkemizde kendini tanıtırken bile unvan öne çıkar. Nasreddin Hoca'nın deyişindeki "kürk" gibidir bizde unvan.
Sayfa 119Kitabı okudu
Tüketici eğitimi önemlidir, çünkü "tüketiciler yeni şeyler almaya, borçlanmaya ve yeni zevkler için eski zevkleri terk etmeye istekli olmasaydı, kapitalizmin genişleme yeteneği ciddi bir şekilde sınırlanırdı."
Sayfa 91Kitabı okudu
Hafif İnsan
Tam da burada üniversite yıllarımda Eski Türk Edebiyatı dersimize giren, Yahya Kemal'in talebesi olan Enver Okur'un bir gün derste bir öğrencinin Mehmed Âkif'in Safahat'ını “ağır” bulduğunu söylemesi üzerine ona "Evlâdım. Safahat ağır değil, sen hafifsin!” deyişini unutamadığımı zikretmeliyim. Nesil yenilendikçe, bu tür hafifliğin de her alanda arttığını söylemek zor olmasa gerektir.
Sayfa 79Kitabı okudu
Televizyon *şuursuzluk*. Kitap *kültür taşıyıcısı*
Cemil Meriç'e göre "kişiyi gerçek hayattan koparan ve bir hayal dünyasında yaşatan hissî bir istimnadır [hissî mastürbasyon]" televizyon. Ve "tam bir kaçıştır... Yokluğa, boşluğa, şuursuzluğa açılan bir kapı." Cemil Meriç, akabinde “Kültürün dün de, bugün de, yarın da tek taşıyıcısı vardır: Kitap. Hiçbir düşünce emeksiz fethedilemez. Şahikalara ancak dikenli patikalardan tırmanılabilir.
Sayfa 79Kitabı okudu
Bağlanmıcaksın şiirini hatırlattı
Dante tam da bu sebepten asırlar evvel "İstekleriniz, paylaşmakla azalan şeylere bağlandığı için, kalpleriniz haset duygularıyla kabarıyor." demişti.
Sayfa 63 - Bende diyorum ki illa bir şeyi isteyeceksen gökyüzünü iste bulutları, güneşi, ayı, kuşları hem azalmaz hemde huzur verir.Kitabı okudu
Neresini düzelteyim
Bu sürecin önemli bir saikinin de "maarif "in "eğitim"leşmesi olduğu söylenebilir. Semantik müdahalenin zamanla zihnî müdahaleye dönüşmesi nadirattan değildir. Bu bağlamda marifet ve irfan kökünden türetilmiş olan maarif, ferdin irfanını ve bilgeliğini önceleyen ve ebeveyni hapsetme korkusu üzerinden dayatılan zorunlu eğitimin dışındaki bir terbiyeyi mümkün görürken, Sevan Nişanyan'ın Çağdaş Türkçenin Etimolojisi'nde ifade ettiği üzere "eğitim" ise "hayvan (veya köle) beslemek, yetiştirmek" anlamlarına gelen öz Türkçe "igitmek"ten türetilmiştir.
Sayfa 55 - Sistem daha isimden yanlışken neresinden tutup düzeltelim...Kitabı okudu
"Çocuklar diğer insanlar haricinde hiçbir canlıya dokunmadan büyüyor. Biraz yabancılaşmış olmamıza şaşmamak lazım. Şehirlerde yeryüzünde başka canlılar yokmuşçasına yaşayabiliyoruz. İnsanların kayıtsızlaşmasına ve bir türün yok olmasını önemsememesine şaşmamak lazım. Hayvanlarla temas hâlinde olmak gerekiyor ve biz değiliz."
Sayfa 33Kitabı okudu