Benim için aşk yani Züzü, safi bir bakıştır. Tükenmek bilmeyen, büyük bir özelliği olmayan, ahım şahım bir şey düşündürtmeyen dev bir bakma arzusudur. Belki başka bir şey yapamayacağımdan, bilmiyorum. Mal mal bakmak, gözünü alamamaktır.
Çocukluktan sonra tam kendini toparlayıp en sonunda o çukurdan sürünerek çıktıktan ve güneşi yüzünde ilk kez hissettikten sonra, o bulunduğun noktayı, senin çektiklerini çekmeyeceğinde kararlı olduğun bir bebeğe vermen ve evladın bütün o acıları çekmesin diye tekrardan, bu sefer de fedakarlık çukuruna doğru sürünmen gerektiği gerçeğini bir türlü kabullenemedim.