İstediğin kadar inançlıyım de, namaz kıl, sadaka ver.Umut verip, yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin!..
Mevlana
Hepsinin dehşet verici sırları vardı. Bir alevi avuçlarında tutmaya çalışır gibi bir yandan tutkuyla ellerini kapatıp o sırları saklamaya uğraşırken, bir yandan da sakladıklarının yakıcılığına dayanamayıp avuçlarınnı açarak, sakladıklarının hiç olmazsa bir parçasını göstermek ihtiyacına kapılıyorlardı.
Bilseydin ki, hiç uyumadım.
Bilseydin ki yazdığın satırları onlarca kez okuduğumu.
Bensiz ve benim içinde sensiz geçen İlk gecemizin İlk sabahında duygularının hâlâ aynı olup olmadığını ne kadar çok merak ettiğimi bir bilseydin.
İlk mesajını, çölde susuz kalmış bir yolcu gibi beklediğimi bir bilseydin....
Ben seni;
Örselenmiş bir yürekle sevdim.
İncinmiş duygular, güvensiz bir kalple sevdim.
Ben seni;
Kendime dönmüşken,
Yalnızlığı yüceltirken,
Acıyı kutsarken sevdim.
Ben seni;
Aşka tövbeliyken,
“Vebali boynuma” dedim,
Yeminimi bozdum da sevdim.
Ben seni;
“Korkuların canı cehenneme” deyip,
Yeniden kırılmayı göze aldım da sevdim.
Ben seni;
Oluru yokken, imkansızken,
O bildik inadımla,
Sonsuz aşka inandım da sevdim.
Ah sevgili, bilmiyorsun.
Şu yalan dünyaya,
Şu yalan aşklara inat,
Ben seni;
Çok sahi sevdim…
Sevmek
Seni alabildiğine sevmek
Hiçbir şeyi umursamadan,
Bütün karanlıkları hiçe sayarak sevmek
Tutmak ellerinden, o derinlere inmek, Gitmek oralara, o yerlere
Orda hep sen olmalı, seni yaşamak ve Olduğun yerde bile
seninle sensiz olamamak...
🤍