Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Funda SEVİNÇ

Onun ruhuna mutluluk akıtma tutkusuyla, onun hayatını tazeleyen ve cesaret veren pınarına zehir döken ben değil miydim?
Reklam
İnsan, son bir parça dışında her şeyini kaybettiğinde umutsuz bir cesaretle, ateşli bir kararlılıkla o son parça için mücadele eder.
80 syf.
·
Puan vermedi
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig
7.8/10 · 112bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanın zaafları aslında en aşağılık şeylerdir, uzlaşılamaz onlarla, anlaşılamaz, dün lütfedip verdiğinizi bu gün zorla almak ister, talep ederler. Bir imtiyaz üzerine yerleşir, yayıldıkça yayılırlar. Güç denen şey merhametlidir; gerçekler karşısında boyun eğer, adil ve sakindir. Zaaftan doğan ihtiraslar ise insafsızdır, çaldıkları yemişleri sofralarındakine yeğleyen çocuklar gibi hareket etmekten, ihtiraslarının kölesi olmaktan zevk alırlar..
Reklam
Yinelemekte sakınca yok: bizler sadece dünyaya değil, insana da hep parmaklarımızla varırız, elini tutarız mesela, el sıkışırız, var'lığı daima var'makla duyumsarız. Barış'ın varış anlamına gelmesi de bundan. Biz başkalarıyla enikonu ellerimiz aracı lığıyla barışırız: itmekle değil tutmakla, vurmakla değil varmakla. Ellerimizi açar havaya kaldırırız, sana benden zarar gelmez, demek isteriz. Yüreğimizi parmaklarımıza taşırız, orada sana da yer var deriz; sana, yani insana. İnsan eliyle değil, yüreğiyle insanın elinden tutar. Varlık asıldır çünkü, yokluksa en nihayet bir araz. Asıl olan barıştır, savaşsa bir arıza. Buna rağmen savaşın amacı bile barıştır. Barışın amacıysa kendisi. Kendimizle barışırsak, dünyayla da barışabiliriz. Kendimize varmalıyız, kendimizi kendi ellerimizle tutup ayağa kaldırmalıyız. Lakin önce insanı insanda insanla tanımalıyız.
"Burada karşılaşmadan önce aynı yarımkürede yaşıyormuşuz." dedim. "Yalnız siz doğudan geliyormuşsunuz, bense batıdan." "Sizin yönünüz doğu, benimki de batı," diye cevap verdi. "Siz mutlu yaşayacaksınız, bense acıdan ölmeliyim..."
İnsanın müthiş adaletinin kılıcı bir adamın boynuna inmek üzere kaldırıldığı her seferde, "Ceza yasalarını, sefalet nedir hiç bilmemiş kimseler çıkarmış." diye düşünüyordum.
Duygular akıp gider ve bunun sonucu da ruhun korkunç uyanışıdır...
En büyük zevklerin, en derin kederlerin içine doğmuş olan az sayıda insanlardanız belli ki; duyarlıkları büyük iç sarsıntılarıyla bütünüyle titreşen ve içten içe birbirinde yankı bulan; hassasiyetleri bir dizi prensiple uyum içinde gelişen varlıklarız...
Reklam
Ölümden korkmuyordum, ama karşılıklı bir aşkın mutluluğunu tatmadan da ölmek istemiyordum..
Çoğu umutsuz insan için yarın anlamsız bir sözcüktür ve ben buna hiç inanmayanlardanım; birkaç saatlik bir mutluluktan emin olduğumda, zevk dolu bir hayatı buna sığdırırım..
..o, Vadinin Zambağıydı: çiçek lerini cennet için açan, vadiyi erdemlerinin kokusuyla dolduran..
..Bir anda, sonraları ruhumu doğunun şairliğiyle parlatacak olan bir kadın kokusuyla doldu içim..
Terk edilmişliğimle diğerlerinin mutluluğu arasındaki zıtlık, çocukluğumun güllerini lekeledi, tomurcuklanan gençliğimi soldurdu..
179 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.