"Her genç kadın bir kraliyet mensubuyla evlenme hayali kurar. Zenginliği günahlarından fazla ve yalandan gülümseyebileceğiniz kadar yakışıklı olduğu müddetçe Kral mı Prens mi hiç fark etmez.
“Anlaşmalar, orta yol bulmalar, harekete geçmeden ya da konuşmadan önce en az iki kez düşünmeler… Hiçbiri bana göre değildi. Bana göre olan şey, karşımda olan herkesi yok etmekti..”
“Kraliçeler, aslında mütevazi kişiliklere sahip değillerdir. Onlar ulaşılmazdır. Farklıdır. Güçlüdür. Diğerlerinde olmayan ve asla olmayacak olan, onları özel yapan özel özelliklere sahiplerdir. Bu yüzden sen ya da ben değil,onlar kraliçedir..”
“Eğer bir prensessem, kraliçe olmak istiyordum. Bu kadar yıl yaşadığım bu boktan hayatın ardından bunu hak etmemiş miydim? Hak ettiğim bir taht varsa…
Onu almak istiyordum.”
“Romantik bir an değildi. Gözlerimizden kalpler fışkırırmıyor ya da midemizde kelebekler uçuşuyordu. Tutku dolu bir anda değildi. Gözlerin koyulaşması ya da kaşıklarda oluşan sızı da yoktu ortada. Arada, ne olduğunu bilmediğimiz,, ulu dayan bir elektrik vardı. Mıknatısın iki farklı kutunun birbirine yaklaştığında oluşturdukları çekim gibi,, karşı konulamaz bir şeydi bu. İki metal parçası,, ayrı ayrı hiçbir işe yaramazlardı ama birlikte tam olacaklardı, bunu biliyorlardı.”
“Aktörler doğaları gereği değişkendir-kışkırtıcı unsurlar, duygu, ego ve kıskançlıktan oluşan simyasal yaratıklardır. Onları ısıtın, birlikte karıştırın, bazen altın elde edersiniz. Bazen de felaket..”
“Savaşlar bir gün iyi çarpışmakla bitmiyor. Savaşlar mücadeleye her gün, açlıkta, kemikleri sızlatacak bitkinlikle, görev tamamlanana dek devam etmekle kazanılır.”
“Mesele şu ki.. Sesler içki olsaydı, adamın ki asırlık viski olurdu. Dilinden boğazına yuvarlanırken içeride ateşten bir iz bırakır, kadının bedenindeki her bir hücreyi varligindan haberdar ederdi.”
“Düşmanın evine yalnız, korumasız gelmemeniz gerektiğini bilmeliydiniz. Yırtıcıya gizlice yaklaşmamanız gerektiğini de. Yırtıcı kurbanın kokusunu bir kez aldığında, avlanmak kaçınılmaz olur..”