Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
gizemok
gizemok
@gizzemok
Yüksek Lisans
73 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Farklı hikayelerin birleştirildiği bir kitap. Bazı öyküler kan dondurucu - özellikle Akrep başlıklı hikaye - Yazarın ilk okuduğum kitabıydı, beyni çok yormayacak tatta akıcı bir kitaptı.
Dil Gelişimi
Geç konuşan ya da konuşmada zorluk çeken çocukların gelişimsel süreçlerini canlı örneklerle pekiştiren yazar kitapta bilimsel yöntemlere yer vererek çocuklarda nasıl daha fazla kelime haznesi oluşturulabilir anlatmaktadır. Kitabın sonunda fihrist şeklinde yazdığı internet siteleri kitaba ayrı bir tat vermiş ve konu hakkında daha fazla araştırma yapmak isteyenlere büyük kolaylık sağlamıştır.
Yazar kitabın sıralamasını yaparken önem sırasını etkilenen insan sayısının fazlalığını baz alarak yaptığını söylese de okurken yazara katılmadığınız sıralamaların olması kaçınılmaz. Fanatik olan insanları rahatsız edebilecek, oldukça riskli bir kitap.
Okur Takip Önerileri
Her gün için öneri şeklinde bir kitap. Eğer taoizim konusuna ilginiz varsa sindire sindire ve derinlemesine araştırma yaparak önerileri hayatınıza uygulayabilirsiniz.
Herşey 6 milyon yıl önce tek bir dişi maymunun iki kızının olması, bunlardan birinin tüm şempanzelerin atası olurken diğerinin insanların büyükannesi olması ile başladı. Homo sapiens yani insan türü: Güney Maymunu, Neandertaller, Homo Soloensis, Homo Denisova ve Homo Rudolfensis türümüzün bilinen üyeleri. Hepsi Homo cinsine ait, hepsi insan.
Buğday Göbeği'nde de aslında Tahıl Beyin kitabı ile hemen hemen paralel bilgiler işlenmiş. Buğdayın atalarımızın tükettiği buğday olmayıp geninin değiştirildiği, reklamlarla bazı buğdayların sağlıklı gösterilip kapitalist sistemde bazı firmaların yükselişe geçmesi, insanların sadece kilo alımı değil diğer birçok hastalıklara sebep olduğu bilgisi işlenmiştir. Yazar kardiyolog olup Tahıl Beyin kitabında bahsedilen beyin hasarlarından ziyade daha çok beden hastalıkları hakkında bilgiler işlenmiştir. Önerim; iki kitabın eş zamanlı okunmasıdır.
"Beyniniz bir kilo dört yüz gram ağırlığındadır ve yaklaşık yüz altmış bin kilometre kan damarı içerir. Samanyolu'ndaki yıldızlardan daha fazla bağlantı noktasına sahiptir. Vücudunuzdaki en iri organdır ve tam da şu anda size hiç hissettirmeden acı çekiyor olabilir." paragrafıyla kitap başlamaktadır. Ne garip değil mi hep kalbimizin acı çektiğini düşünürüz ama asıl acı çekenin beymimiz olduğunu görmezden geliriz. 1,5 kiloluk organ ve hala çözülmemiz gizemler. Bu gizemleri çözmek için araştırmalardan biri; tahıllar.
Bu kitapta tahıl, şeker ve karbonhidratların vücumuza olan zararları bilimsel açıklama ve verilerle beraber doktorun hastalarının geçmişte yaşadıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler bulunmaktadır. Kilo alımının beyin hastalıklara nasıl sebebiyet verdiğini, nasıl ve ne tür besin takviyeleri kullanılması gerektiği, aralıklı oruç, besinlerin tüketimine dair bilgiler de detaylıca anlatılmaktadır. Kitabın sonunda örnek haftalık yemek düzeni ve bazı sağlıklı tarifler yer almaktadır.
Kapanış olarak büyüleyici gerçekler adı ile "mesmerizm" hakkında kısa bir özet geçilmiştir. Bu konunun bu kitap içeriğinden daha çok dikkatimi çektiğini ve daha detaylı araştırılıp okunabilecek bir bilgi kaynağı olduğunu düşünüyorum. İyi okumalar.
Nihan Kaya kendisi fazlasıyla naif olup kitaplarında ve sosyal medyada durmaksızın linç edilen bir yazardır. Kitaplarında Alice Miller’den esinlendiğini sık sık dile getirir. İyi aile yoktur, çünkü her doğan bebeğin saf ve temiz olduğunu, ailesinin ona verdiği sevgi, şefkat, anlayış, saygı temelinde sağlıklı bir birey yetişebildiğini savunur. Bunu savunurken de Alice Miller gibi herkesin arka bahçelerinde karanlık bir geçmişi, olayı olduğunu, bu odaya sadece kendisinin girebildiğini, aslında o odanın unutulduğunu ama bireyin çocuk sahibi olunca o odaya girerek anıları ve acılarını çocuklarına yansıttığını, kendi geçmişinin karanlık yüzünü, istimarlarını ne yazık ki kendi çocuklarından çıkardığını belirtmektedir. Bu sadece ebeveynlerden değil, dünyanın neresinde olursa olsun yetişkin bireylerin çocukların hayatlarında, yetişmesinde, duygularında acımasızca nasıl rol aldıklarını ve nasıl suistimal edildiklerini anlatır. Bu kitabı elime her aldığımda çok korkuyordum okuyacaklarımdan. Kanımın donduğu çeşitli deneylerden bahsetmesi, diktatör liderlerin çocukluklarından, yanlış bilinen dini bilgilerden ve çocukların duygularının değişimini okudukça defalarca kendimi, geçmişimi ve anneliğimi sorgulamadan geçemedim. Diğer kitapları okurkende korkuyla sayfaları çevireceğim ama sanırsam Nihan Kaya kitaplarını okumaktan da vazgeçmeyeceğim. İyi okumalar.
Bence kızmak, öfkelenmek, bağırmak insanın doğası gereği olan normal bir durumdur. Bırakın eşinize, çocuğunuza, anne-babaya insan kendine bile zaman zaman öfkelenip kızmaktadır. Asıl önemli olan ve bence kitabın en can alıcı cümlesi “Balkondan bakın”. Kiminle olduğu önemli olmayan her tartışmada/olayda, sanki kendinizi balkondan izliyormuş gibi düşünüp olayları izleyince haklı tarafı değil de neyin olması gerektiğini görüp o zaman bağırma ve öfkelenme gafletine düşmüyorsunuz. Bunu bir kere yapınca gerçekten daha ılımlı, daha tarafsız bakıldığını deneyimledim. Bu durumu sadece eşler arasında olmadan tüm çevremize uyguladığımızda tamamen kişisel gelişime etki ettiğini düşünmekteyim.
Kitap üç kısımdan oluşup dokuz ana başlıkta kendi deneyim ve yazarın kendi danışmanlarının hikayelerinden oluşmaktadır. Aslında hikayeler ve yorumlar dünyanın neresinde olursa olsun çok benzer. Kadın ve erkek ilişkilerinin herhangi bir kıta, ülke, dil, din ve ırka dayanmayıp yaşanılanlar, tavırlar ve sonuçların aynı olduğu aşikardır. Cümleleri okudukça kendinizden hayatınızdan parçalar göreceğinize inanıyorum. Tıpkı kendi hayatınızı okur gibi.
“Tüm önerileri yaptınız ve hala manevi olarak ayrılmak/boşanmak kararını verdiyseniz son olarak size boşanmanın/boşanmamanın maddi boyutlarını bir kağıda yazıp boşanma sonrası neler yaşayacağınızı siz kendiniz görün der” yazar. Bu kararı verdikten sonra maddi boyut düşünülür mü tartışılır!
Aziz Nesin'in altıncı öykü kitabı 1956 yılında yayınlanmıştır. Kitabın ilk öyküsü kitaba isim olmuş ve bence kitabın en güzel öyküsü olmuş. İlk öykülerine nazaran daha ciddi daha ağır bir tat vardı. Bazı şeyler hiç mi değişmez. Atalarımızdan bu güne kadar hem siyasi hem insani bir arpa boyu yol alamamış hep mi geri gitmişiz hep bunu düşünürüm kitaplarında.
Matilda bir çocuk romanı. Okumayı öğrenmeyi seven küçük bir kızın, sürekli televizyon izleyen, sevgisiz, ilgisiz, iletişimsiz bir ailede yaşaması ile aile hayatı, okul hayatı ve kendisine yapılanlara karşı gösterdiği tavrı (ceza) konu almaktadır. Bebeğimin büyümesinden önce çocuk kitaplarını okuyup onu sağlıklı bir psikolojide yönlendirmek istediğimden böyle bir kitabı ona okuyup kafasını karıştırmak istemem. Bence bu daha çok büyükler için yazılmış bir çocuk kitabıdır. Çünkü kitabı okuyan çocukların uygunsuz tavır ve iletişim, şiddet, hırsızlık, yalan, dolandırıcılık terimlerini öğrenmesini etik bulmuyorum. Kişiliği ve karakteri oluşmak üzere olan bir çocuk için riskli olabileceği kanısındayım amma ve lakin büyükler için gayet eğlenceli, kafa dağıtan hoş bir kitap.
Üstat bu öykü kitabında daha az halk ağzı kullanıp daha dişli, iğneleyici ve keskin yazmıştır. Özellikle Bir Derginin Adı, İyi Adam Lafın Üstüne Gelir ve Potinbağı Kralı İstanbulda öykülerinde belirginlik had safhadadır. Kitapta geçen "İnsana ürperti veren sürrealist tablolar vardır ya, sanki ben bu korkulu tablolardan birinin içine düşmüştüm..." cümlesindeki gerginlik bu kitabında ziyadesiyle hissedilmektedir.
Son zamanlarda sirkadiyen ritimlerin hastalıkların tedavisinde temel olması, Aziz Sancar'ın bir uçak seyahatindeyken okuduğu bir dergide kanserli hücreler tedavisinde bile sirkadiyen ritim baz alındığı bilgisi ile kitap başlar. Sirkadiyen ritim yani gün dönümlerinde insanın gündüz ve gece ne yapması, ne yemesi, nasıl uyuması bilgileri bilimsel verilerle ve halkın anlayacağı şekilde anlatılmıştır. 5N 1Y kuralı ile neyi nasıl, neden, ne zaman ve ne kadar yiyeceğimiz, mitokondrilerin enerji üretme prensibi, melatonin, kortizon hormonları, daha sağlıklı yaşama, aralıklı oruç, uzun süre aç kalınarak otofaji ile vücudun çöpten temizlenmesi ve neden 17.00 den sonra yemek yenilmemesi özenle vurgulanmıştır. Benim için en dikkat çekici cümle mitokondrilerin anne geninden geçiyor oluşuydu. Kitabın son sayfasında hap almamak için hap öneriler ile de özet geçilmiştir. İyi okumalar.
Yazarın çıkardığı üçüncü öykü kitabı olup 1955 yılında kitap yayımlanmıştır. Bazı öykülerde yöre ağzının kaleme alınması kitabı eğlenceli kılmıştır. Öyküler genellikle Anadolu insanını konu almakla beraber 55 yılından bu yana bazı şeylerin değişmediğini görmek insanı biraz ürkütmektedir. Ve neden Aziz Nesin'in bu kadar çok hapse girdiği belli olmaktadır. Büyük üstad keşke aynı yılda yaşayabilseydik.
Kitap bir insanın vücudunda bulunan - kadın ve erkek ayrı ayrı- tüm organlar, hücreler, sistemler, uzuvlar hakkında bilgi vermektedir. Kitabı okurken bazı şeyleri yanlış ve eksik bildiğimi farkettim. Spor yapıyorsanız organ ve kas sistemi hakkında bir doktor kadar derin bilgiye ihtiyaç duymuyorsanız bilgiler yeterli gelecektir. Kitap yetişkin bireylerin sistemini anlatırken son sayfasında bir bebeğin gelişimini vermesi ayrı bir tat vermiştir.
Incredible Knowledge
The book consists of 10 chapters. These are Earth‘s Crust, Oceans, Rivers and Waterfalls, Glaciers and Icebergs, Hot water, Mountains and Lakes, Caves, Earthquakes and Tsunamis, Deserts and Erosion. Each chapter talks about how all these natural phenomena occurred and the most known place of these events. The author also gives information about Cappadocia. If you learning the English language, this book helps you.
Yazarın ilk kitabı olup bir sonraki kitabı bağırmayan karı koca olmaktır. Aslında bağırmayan ebeveyn olmanın yollarından bahsederken sakinliğin sadece çocuklarımız üzerindeki etkisini değil eşimize, çevremizdeki insanlara, özellikle kendimize nasıl iyi geldiğini bilimsel ve davranışsal olarak aktarmaktadır. Kitapta yazar kendi deneyimlerini anlatırken çeşitli ebeveynlerin çocuklarla yaşadıklarını ve sakinlikleri ya da sakin kalamadıklarında yaşadıkları sonucu anlatmaktadır. Çiçeği burnunda bir anne olarak bebeğimi büyütme sürecinde olmak istediğim ebeveynlikte yol gösterici oldu. Tabi her aile iletişimi, kuralları farklı olup ataerkil bir düzende çocuk büyütmek isteyen ebeveynler için kitap başarısız görünecektir.
Kitap Osmanlı’nın bitişi, 150’liklerin sürgünü ve cumhuriyetin kurulması süreçlerinde yolları birbiri ile kesişen insanların hayatlarını anlatırken, İngilizlerin Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti yıkma işlemleri, Ülkü ve ailesinin savaştan çıkıp verdikleri kayıpları ve Osmanlı sadrazamı gibi sosyetenin gözde apartmanına yerleşmesi, Selim’in Ülkü’yü tanıdıkça kendini, benliğini, cumhuriyeti öğrenmesi, Orhan, İlmiye ve Ali’nin Fred Öğretmen öğrendikleri ile geçmişi, dinler tarihini öğrenmelerini konu alır. Kitabın ilk sayfalarında Fred Öğretmenin öğrencilere anlatımı ile bol miktarda öğretici bilgiler yer almaktadır. Sümerler, Hz. İsa, müslümanlık, hristiyanlık, yahudilik, anunnakiler vs. bilgleri okurken sanki sizde o sınıftaymış gibi dinlediğinizi hissediyorsunuz. Aslında tek bir konuya da değinilmiyor, her bir cümleyi okurken bilmediğim ne kadar çok şey varmış düşüncesinden çıkılmayan satırlar olacağını düşünmekteyim. Selim ile Ülkü’nün birbirine hissettikleri ile kadınların gücüne değinmesi de kitaptan farklı bir haz aldığınızı hisseettirecektir.
Uyanış
Kitap Aeden isimli gezegende yaşayan tek insan türü olan Numi ve Sonje’nin hayatını, çekişmelerini, Numi’nin annesini bulmak için Dünya gezegenine gelmeleri ve yaşadıklarını anlatmaktadır. Ama bu anlatım kişinin kendi potansiyelini farkedecek, beşinci boyuta ulaşmasını sağlayacak cümlelerle aktarılmıştır. Numi Dünya’dan Aeden’e gönderilmesi sonrası Sonje'nin ailesi ile yaşamaya başlar fakat Aeden'de yaşayanlar arasında farklı olması, kendini ilkel hissetmesi ve annesini aramak için Sonje ile beraber dünya gezegenine frekans yoluyla (Nefrentor) gitmesi ile kitap amacını paylaşmaktadır. Kitapta asıl amaç bir aşk hikayesi olmayıp Dünyada gerçekleşen çevresel felaketler, çocuk istismarlığı, dünyayı devletlerin değil sadece belli başlı zengin birkaç kişinin yönetmesi, savaşlar, din istismarlığı, kadın cinayetleri, organ hırsızlığı, hayvan hakları ve onlarca kötülük dahilinde insanların kendini beşinci boyuta nasıl taşımaları gerektiği, nasıl birbirlerine zarar vermeden, potansiyellerinin farkına vararak neler yapılması gerektiğidir.
Kitabı okurken bir çok konuda bilgi sahibi olabilirken, bazı konularda ise mantık ve yazım hataları karşınıza çıkacaktır. Genel anlamda; yazılan çoğu cümle ile kişiyi üretmek, ezberci olmamak, sorgulamak, araştırmak için şevklendirildiği söylenebilir.
Ah Güzel Ülkem
Devir, 71 muhtırasında yaşanan olayları aynı siyasi görüşe sahip iki ailenin çocuklarının, Ali ve Ayşe'nin gözüyle bize anlatmaktadır. Eğer siyasi kitapları seviyorsanız ve bu niyetle okumaya başladıysanız kitap ilk sayfalarında şaşırtıp sıkabiliyor. Kitabı okurken kendinize "Ben siyaset okumak istemiştim" diyebiliyorsunuz fakat sayfalar ilerledikçe aslında siyasetin o ciddi, kasvetli havasını kırıp çocuk diliyle o günlerde bile eğlence bulabilen saflığı hissediyorsunuz. Kitap aslında sadece siyaseti okura aksettirmiyor. Komşuluk ilişkileri, aile kavramını, ebeveynliği, çocukların saf ve temiz dünyalarını ve cesaretini de adeta yaşatıyor. Eğer Ankara'da yaşamış gurbette olan taze bir anneyseniz kitap daha bir sızlatıyor yüreğinizi.
