Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
GÖĞE BAKMA DURAĞI İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var
Reklam
Bektaş mayıs böceği kadar yalnızdı, Esaretinde hürriyetinde sevdasında, Üç yaşında da yalnızdı, on beşte de, seksende de, Yağmurların altında, bulakların kenarında. Türküsünde, koşmasında, şarkısında, Tamamda da noksanda da, Papatya gibi yalnızdı, kuşyemi gibi yalnızdı. ...... İğneden ipliğe işte Bektaş, yapayalağuzdu...
Ben bir gün giderim ki neyim kalır eksik bıraktığım her şeyim kalır
Bütün çalar saatlerin Derin ve güzel bir su'yu vurduğu zamanda Hızla gelişecek kalbimiz.
Hızla gelişecek kalbimiz Bir mavilik kalıbında Bir odada, en olağan bir odada En sade, en insanca bir odada Bir kadınla bir erkeğin, Bir kadınla bir erkek olduğu Ellerin ve omuz başlarının Birbirini bulduğu.
Reklam
İlaç milâç bok püsür Şuramda bir şeyler var Sahiden bir şeyler var Haykırmadan anlatamam.
Bu ellerimi nereye koysam yakışmıyor Dedim ki en iyisi kucağında dursun.
Sayfa 30 - AtlıkarıncaKitabı okudu
Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz Bilir bilmez geyikli gece yüzünden
Ne kadar hüzün geçmişse dünyadan Ne kadar acı geçmişse yaşayacağız Hepsini yeniden, bir bir dünyada Dünyadan ve dünyayla sana sığınırım Acılardan ve hüzünlerden değil Kaçmalardan ve korkulardan değil Çünkü bir güçtür sıcaklığın kollarıma Çünkü kanları, kanları, kanları hatırlarım Çünkü ölülerimiz toplanacaktır Ve yüceltilecektir bir mavide.
Reklam
Sen bir atmacanın en uzun çığlığısın her türlü gökte Göğü büyüttün, otobüsleri aldın, şehirleri ufalttın.
Sonunda bir örneğe vardım Sakindir dünyanın akşamları Kendine uygun kişiliği bekler Ve tanrı uykusuz Yorgun bedeniyle Yerini alacak Bir ölümlüyü
Tanrı sen ne kadar güzelsin Bir hiç olarak Ormansın belki bilmiyorum Belki ormanda bir ağaçsın şuncacık Bir pazartesi günüsün İnsanları dupduru edemeyen Bütün karayollarında ve demiryollarında Gider gelirim bütün dünyada Ama biliyorum Kırşehir'de mezarsın Bir kilisesin Kapadokya'da Sözgelimi yumurtada zarsın Ustasın sabahları yapmada En katı yoklukları koyarak insanın içine Akşamüstlerinde biraz gaddarsın Sular ve zamanlar kararırken Ne yapalım Bari bağışlayalım birbirimizi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.