Katliamın ardından insanlar, ömrünün her saniyesi saniyesine katliamı tekrar yaşatır. Var oldukça tanık olduğu vahşeti çevresine partiküller halinde saçar, en kötüsü de katliama tanık olmuş insanların çocuk yetiştirirken korkuyu tüm hücrelerine yedirerek büyütmeleri... Çocuklar farkında olmadan bu korkuları yanlarında taşır hiçbir zaman neden böyle olduklarına dair açımlayamazlar. Bilinmeyen korku kaygı bozukluklarına gebedir.
Zamanında fahişelikle yaşama tutunmuş Polonya Yahudisi Madam Rosa ve hayat kadınının oğlu Cezayir asıllı Momo'nun birlikte geçen hayatı. Kitlendiğim nokta, yoksulluk, tecavüz, ölümden kaçan; toplama kampına sürgün edilmemek için her yolu deneyen Madam Rosa'nın yatağının altında Adolf Hitler'in portresini saklaması. Sencesi bencesi şeklinde açıklama gerekmeyen kesit, bu haliyle öylece kalmalı. Sizce?