Kargoculuk yapan genç bir adam bir gün bir paketi vermek için bir evin önünde durur. Zile basar ama açan olmaz. Yapmaması gerekeni yapar ve kapıyı açar, içeri girer. Sallanan sandalyesinde şöminenin keyfini çıkaran adam kargonun genç adam için olduğunu söyler ve ikisi arasında günlerce sürecek bir diyalog başlar. Yazarın deneysel felsefe yaparak okuyucuya olasılıktan özgür iradeye, bilimden gerçekliğe, dinden evrime, varoluşçuluktan ‘Tanrının Külleri’ne kadar birçok konuda düşünmesine yardımcı oluyor. Kitaptan edindiğim birkaç önemli bilginin yanı sıra kitabın sonlarında yer alan Olumlamalar bölümünü çok yararlı buldum. Sadece bu bölüm bile okunmaya değer. Kargocuya verilen kargonun içinden çıkanı ise kitabı okumadan bilemeyeceksiniz.