Adından da anlaşılacağı üzere anılarına yer vermiş usta yazar. Diğer eserlerinin aksine bu romanda kişilik analizlerine olağanüstü yer verdiğini söyleyemem. İşin aslı, yazar sürgündeki güç koşulları bana tam anlamıyla hissettiremedi. Benim bildiğim Dostoyevski dayak yiyen bir mahkumun o anki acılarını, o dövenin ruh halini ne güzel içimize işleye işleye ne güzel de aktarırdı. Evet, çok fazla karakter vardı ama karakterler gelip geçiciydi. Ana karakter sürgündeki bir çok kişinin nerede olduğunu bilmesine rağmen kimse ona neden mahkum olduğunu sormamış. Kısacası duygu yoğunluğu ve kişilik analizinden yoksun bir roman da olsa sonuçta yazara saygı duyarım.