Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yıl 1935.. İzmirde çeşiti konserler verdikten sonra, gece şöyle bir rüya gördüm. Etrafı gümüş parmaklıklarla çevrilmiş bir türbe. Türbenin başucunda bir kapı. Ben Münir’le (M. Nurettin Selçuk) birlikte bu kapıdan giriyoruz. Üç köşe ve her köşede geniş pencereli birer oda. Bu odanın sağ köşesinde, yeşil örtülü bir rahlenin üzerinde büyük bir Kur’an-ı Kerim açık olarak duruyor. Rahleye yaklaşıyorum, “İkra’ b-ismi” sure-i şerîfesini okuyorum. Münir’e hitaben; “Haydi Münir’ciğim, şu sureyi okuyuver, arkasından da üç ihlas bir Fatiha okuyup, şu zatın ruhuna hediye edelim” diyorum. Münir güzel sesiyle okumaya başlıyor ve ağlayarak uyanıyorum. Ertesi gün bu rüyayı arkadaşım Münir ve eşim Fahire’ye anlattım. “Hayırdır inşallah” dediler ve seyahatimize devam ettik. Manisa, Akhisar, Uşak, Adana, Tarsus, Mersin, Gaziantep, Adana.. derken dönüşe geçiyorduk ki, Adana’da telgrafla Bağdat erkânıharb reisi Tahir Paşa tarafından gelen ve programda olmayan bir davet aldık. Pasaportlar yapıldı, yola çıktık. Bağdat’ta konserler verildi. Bağdat’ta Tahir Paşayı ziyaretmizde Hazret-i Abdülkadir-i Geylani’yi ziyaret etmeden gitmememizi rica etti. Ziyaretimizde bizi üçümüzü ağlatan ve derinden etkileyen olay, daha önce gördüğüm ve anlattığım rüyayı bütün detaylarıyla yaşamamızdı. Etrafı gümüş parmaklıklarla türbeyi görünce her tarafım titremeye başladı, üç köşe, pencereler.. ve rahle üzerindeki açık Kur’an ve İkra’ suresi.. Münir’e rica ettim o okudu biz ağladık. Ve Artaki parmaklıklara yüzünü gözünü sürerek dualar etti ağladı...
Sayfa 163Kitabı okudu
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.