Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi! Okunmasa da Olur!
Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi, yorumlanması zor, ilginç ve deneysel bir roman. Daha önce Handke okumadığım için yazım tarzını da garipsediğimi belirtmeliyim. Kısa cümleler, hızlı geçişler, betimlemeden azade yazım tarzı okuma zevki de vermedi açıkçası. Roman bir cinayeti konu alıyor gibi gözükse de esasen öyle değil. Bir şizofreninin parçalanmış bilincinden esintiler taşıyan zaman, mekân ve insana dair tüm bilinenlerin tersine çevrildiği bir yapıt var ortada. Zaman zaman varoluşçu akımın kıyılarında gezinen roman, özgürleştirici öğeler taşıyor ve bilinen, görünen şeylerin ötesine geçiyor gibi algılansa da kanımca bir şizofreninin parçalanmış bilincinden öteye geçemiyor. Romanın girişi Kafkaesk bir girişle başlıyor. “ Bir zamanlar ünlü bir kaleci olan yapı ustası Joseph Bloch, o sabah çalıştığı yere geldiğinde işten kovulduğunu öğrendi.” Bu tümce Dava’nın açılış cümlesi ile birebir aynı neredeyse. İşten kovulduğunu dahi teyit etmeden işten ayrılan ve amaçsızca yaşamaya başlayan Bloch, nedensiz bir cinayet işler ve sınır bölgesinde bir yere kaçar ve orada yaşamaya başlar. Roman bu minval üzeredir. Nesnelerin görünen yüzlerinin ötesine geçen, nesnelerin belirli özellikleriyle kavrayan, parçalanmış bilincinin sonucu olarak sık sık midesi bulanan kusan ve rahatlayan Bloch, hiçbir amaç taşımadan bilinçsizce yaşar. Bunun özgürlük olduğunu söylemek zor. Bu yüzden romanın belki çok katmanlı bir yapısından söz edilse bile parçalanmış bilincin ötesine geçemeyen karakterin amaçsız yaşamından başka birşeyler çıkarmak zor.
Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
Kalecinin Penaltı Anındaki EndişesiPeter Handke · Ayrıntı Yayınları · 2016499 okunma
·
121 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.