Ocak ayını harika bir kitap ile bitiriyorum. Kitabın adı yıllar önce çok da severek izlediğim dizi ile aynı olması da konu itibariyle benzeşeceğini düşünerek almıştım. İyi ki de almışım diyorum. Konuları çok az benzese de hikayenin geçtiği yerler, yaşam biçimleri konu akışı çokça benziyor. Öncelikle gerçek yaşanmış bir hikaye olduğu için daha bir kiymetliydi. 1909 yıllarında onsekiz yıllık medrese eğitimini İstanbul'da tamamlayıp memleketi Silistre'ye dönen Hasan'ın roman şeklinde hayatını anlatan çok anlamlı ve güzel bir kitap. O dönemin yaşam şartları, ailevi sorunları, toprak ağalığı, aile bağlarının yanında, Türk, Bulgar mahallesi sakinlerinin birbirine karşı olan iletişimi, esir kamplarında her ne kadar açlık ve sefalet içinde yaşasalar da dine saygı açısından tüm esirlerin Kendi dinlerini yaşayabilmesi gibi okunmaya değer güzel bir kitap. Yazarın ellerine ve gönlüne sağlık olsun.