Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
İDAM'IN ETKİLERİ NELERDİR?
Victor Hugo Bir İdam Mahkûmunun Son Günü adlı romanının yazarken henüz 26 yaşındadır. Yazar bu romanının kendi adını koymadan yazılmış o nedenle bu romanı takma bir adla yayımlanmıştır. Yazar bu romanını Grene Meydanında gerçekleşen bir idam sahnesini seyrettikten sonra yazmış, etkilendiği bu olayı bu romanında kurgulayarak bir roman haline getirmiştir. Romanın yazılış gayesi ise apaçık bir şekilde idam cezasını zevkli bir eğlence imiş gibi izleyen insan yığınlarını eleştirmek, ayrıca idam cezasının saçmalığını hem de trajik yanlarını ortaya koymak olmuştur. “Bu kitabın ortaya çıkış nedenini anlayabilmemiz için önümüzde iki seçenek var: Ya gerçekten sefil bir adamın son düşüncelerini yazmış olduğu sararmış; düzensiz bir kağıt tomarı söz konusudur ya da bu adam; bir insana, sanatın yararına doğayı inceleyen bir hayalpereste, bir filozofa, bir şaire rastlamıştır, kim bilir? Belki de kendisine egemen olan ya da daha doğrusu kendisini teslim ettiği ve ancak bu kitaba aktararak kurtulabildiği bir düşlemdi onun bu düşüncesi. Okur, bu iki açıklamadan istediğini seçebilir, istediği gibi yorumlayabilir.” Victor Hugo Cinayet suçu ile yargılanan mahkûm, mahkeme edildikten sonra idam cezası almıştır. Mahkeme, bu mahkûma beş hafta sonra idam kararı vermiştir. İlk sıralarda halen affedileceği umudunu da taşımakta, bu süre içinde bir af çıkabileceği veyahut da idam cezasının hapis cezasına çevrilebileceği ihtimali içinde kendini oyalamaktadır. Mahkûm idam kararı sonrasında tam beş hafta boyunca sürekli olarak ölümü düşünür. Daha ölüm gelmeden idam edilerek ölmek düşüncesi onu öldürmeye başlamıştır. Tüm ruhu daralmış, tüm ruhu iyice ölüm düşüncesine saplanmış, ölecek olmak korkusu benliğinin her noktasına işlemiştir. Yaşadığı her saniyede ölümü ile ilgili detayları kurgulamaktadır. Ölümünü bekleyen mahkûm ruhi olarak pek çok değişime de uğramakta, hayata ve insanlığa karşı tüm duyguları da değişmektedir. Nihayet idam günü gelmiş, oluşan değişimlerden idam edileceği günün geldiğini o da anlamıştır. Gardiyanlar mahkûmu almak üzere hücresine gelirler. Korkudan titremeye başlayan mahkûm arkasında bıraktığı kızı eşi ve annesini düşünür . Adam en çok kızını düşünmekte ve onun için üzülmektedir. Çünkü kızını son kez görmesi için onu yanına getirmişler ve küçük kız babasını tanıyamayarak ona “Bilmiyor musunuz bayım? Babam öldü.” Diye cevap vermiştir. Mahkûm idam edileceği yere götürülmeden önce bir odada bekletilirken onun idamını izlemek için gelen kalabalığı görmüştür. “Ah! Sırtlan çığlıkları atan halk. Ondan kaçamayacağımı, kurtulmayacağımı, bağışlanmayacağımı kim biliyor? Beni bağışlamamaları olanaksız! Ah! Sefiller! Merdiveni çıkıyorlar galiba...” Bu oda da idama götürtülmeden önce tutulan kişilerin duvarlara yazdığı yazıları dikkatle okur. Yazıları okudukça daha çok tedirgin olmuştur. Dışarıda toplanan halk ise idamı beklemekte kimileri bağırıp çağırıp ortalığı bir panayır yerine çevirmektedir. Pek çoğu idam sahnesini seyrederken alacağı zevki bir an önce duymak için sabırsızlık etmektedir. İnsanların bir idamı seyretmekten zevk alması ne kadar insanlık dışı bir şeydir. “Bağlayın ellerini, çırpınmasın ölüme giderken! Saçlarını da tıraş edin, kesilen kafası güzel görünsün! Gömleğinin boynunu kesmeyi unutmayın, bıçak güzelce koparsın kafasını! Ha birde söyleyin dışarıdaki insanlara, az kaldı istedikleri vahşet gelmek üzere! Merhamet diyorum, doğadaki tüm canlılarda sınırsızca bulunan merhamet neden biz insanoğlunda yok” “Merak ediyorum, giyotinle olmasa da insanların canını vahşice alan ve buna seyirci kalan milyonlar hala neden kana doymuyor?”
İdam Mahkumunun Son Günü
İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Antik Yayınları · 2013121,1bin okunma
··
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.