Giyotinle idam edilme cezası almış bir mahkumun, mahkeme kararından cezanın infaz edilmesine kadar geçen son bir kaç haftasını, ağırlıklı olarak da infaz gününü, yani son gününü, mahkumun ağzından anlatan muhteşem bir eser.
Eserde mahkumun ceza almasının hikayesi, yani neden idam cezasına çarptırıldığı anlatılmamakta. Sadece idam cezasının açıklanması sonrasındaki duyguları, düşünceleri ve yaşadıkları anlatılmakta. Büyük usta Viktor Hugo'nun eseri bu şekilde yazmasında da bir amaç olduğunu düşünüyorum. Bu sayede, okuyucunun mahkumu işlediği suçtan dolayı yeniden yargılamasının önüne geçmek istediğine ve suçtan ziyade mahkumun idam cezasının infaz edileceği ana ait korku ve endişelerine odaklanılmasını ve içselleştirilmesini hedeflediğine inanıyorum.
Yazıldığı 1829 yılından bu yana yaklaşık 200 yıldır eminim ki okuyan herkesi etkilemiştir. Zaten çok kalın bir eser değil, bir oturuşta okunabilecek bir eser. Ben de öyle yaptım.
Çok önce okumam gerekirdi ama ancak fırsat oldu. Mutlaka zaman ayrılıp okunması gereken bir eser.