Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

175 syf.
10/10 puan verdi
Değerli okurlar, daha kitabı okumaya başladığım ilk satırlarda ne hissettim bilmek ister misiniz? Neden bu zamana kadar okumadım, neden erteledim, diye hayıflandım kendi kendime. Dostoyevski kişi ve yer tasvirlerinden tutunda kahramanlarının duygusal hislerini mükemmel bir şekilde yazıya dökebilen ayrıca okuru da konuya adapte edebilen ender yazarlardandır. Evet! Her okur gibi öne çıkan, belli başlı eserlerini ben de okudum. Ama bu eser, benim için hep muallakta kalmıştı. Ta ki, okuduğum bugüne kadar. Kitap fakir bir devlet memuru olan, Makar Alekseyeviç ile uzaktan akrabası olan Varvara Alekseyevna arasındaki ilişkileri konu alan mektuplardan oluşmaktadır. O mektuplar, o kadar etkin bir dil kullanılarak yazılmış ki, okurken hissettiklerimi şu anda yazıya dökmekte zorlanıyorum. Özellikle Varvara Alekseyevna'nın Makar Alekseyeviç'e trajik hayat hikayesini ve Pekrovski ile aralarında gelişen duygusal yakınlığı anlattığı mektup. Aslında Varvara Alekseyevna ile Makar Alekseyeviç arasında da bir yakınlık var ama asıl beni etkileyen Varvara ve Pokrovski arasında gelişen duygusal bağ. Varvara ile Pokrovski arasındaki gelişen bağa duygusal bağ diyorum, hani adı konmamış birliktelikler vardır ya, zamanla yitirilip kaybolan... Unutulmaya yüz tutan... İşte ikili arasında gelişen ve söze dökülmeyen bağ, bende bu düşünceyi pekiştirdi. Hele Pokrovski 'nin ölüm anı. Nasıl bir yazar, dile dökmekte dahi zorlandığımız duygu ve düşünceleri bu kadar detaylarıyla, derinlemesine mükemmel şekilde bir okuyucuya aksettirebilir. Hani unutmak istediğimiz halde unutamadığımız, zihnimizden koparıp fırlatıp uzağa ama çok uzağa atmak istediğimiz halde, atamadığımız acı hatıralarımız vardır ya!... Bir türlü unutmak istesek de unutmak da başarılı olamadığımız. Aksine unutamadığımız gibi, en olmayacak bir zamanda zihnimize dolan, benliğimizi temelden sarsan, varlığımızı sorgulatan anılar... Ben de altı yıl önce bir hastane odasında, babamı kaybettiğimde aynı hislerin birebir aynısını yaşamıştım. Öyle ki Pokrovski gibi, son kez yağan yağmuru izlemiştik babam ile birlikte... Şimdi ne zaman bir yağmur yağdığını görsem, ister istemez rahmetli babamla geçirdiğim o son dakikalara çekiliyorum. Ve " Acaba! " diyorum, " Eğer, babamın ömrü biraz daha vefa etseydi, hayatımızda ne değişirdi? " Belki benim hayatım, aynı sıradanlıkla ilerleyecekti. Ama geride yapayalnız kalan annem için, her şeyin çok daha farklı olacağı muhakkak ki, tartışılmaz bir hakikat! Neylersiniz yazgı, işte! Kim yazgısını değiştirebilmiş ki... Sevgili okurlar eğer sizlerde benim gibi, kitabı hâlâ okumadıysanız sakın, erteleme gafletine düşmeyin! Benim gibi, mektuplardan ibaret olan kitapları sevmiyorum, demeyin! Önyargılarınızı bir kenara bırakın, insanların o yıllarda nasıl ekonomik sorunlar yaşadığını ve bu sorunların üstesinden gelebilmek için nasıl birbirlerine destek olduklarını anlatan bu kitabı mutlaka okuyun...
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202361,7bin okunma
··
372 görüntüleme
Uğur Ukut okurunun profil resmi
Tavsiyenizi dinleyip okuyacaklarıma ekledim. Inşallah tez zamanda okurum.
Bu yorum görüntülenemiyor
R a b i a okurunun profil resmi
Çok güzel anlatmışsınız. Kitabı okumaya başlarken ben de sizin gibi hissettim ve neden daha önce okumadım diye hayıflandım bu kitabın yeri ben de çok ayrı olacak.
Khadija Aliyeva okurunun profil resmi
Nece daxil olub oxumaq olar ?
HAKAN TOPAK okurunun profil resmi
Spoiler olacak diye okumadım tamamını. Ama ilk paragrafa aynen katılıyorum. Neden bugüne kadar okumadım hissi daha ilk mektupta hissettiğim duyguydu. Bu nasıl bir üslup hayranlıkla gidiyor sayfa 55
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.